Kayıp babasıyla doğacak çocuğu arasında kalmış bir kadın… Hayatın anlamını arayan bir insan: Karen Kimya… Kapıları sırlara açılan bir kent… Sırların mucizelere dönüştüğü geceler… Mucizelerin hakikat sayıldığı zamanlar… Yedi yüz yıl öncesinden gelen bir fısıltı... Aşkı sadece aşkla tartanların ıtırlı soluğu…Ölümün yok edemediği bir sevda… Yıllara direnen bir sevgi; Şems-i Tebrizi ve Mevlâna Celaleddin-i Rumî…Günümüzden yedi yüz küsur yıl öncesine uzanan gerilim dolu, heyecan yüklü mistik bir serüven…
“Dünya, rüya içinde rüyadır.”
Hint atasözü
Elif ŞAFAK’ın Aşk’ı gibi Şems’i ve Mevlâna’yı yabancı bir kadın üzerinden anlatan başarılı ama sonunu hiç beğenmediğim bir eser. Bab-ı Esrar Aşk’tan önce yayımlanmıştır. Dolayısıyla ben Aşk’ın Bab-ı Esrar’dan esinlenildiğini düşünüyorum. Güzel, hoş, sürükleyici bir anlatımı vardı ÜMİT’in. 4 günde bitirdim kitabı. Bu kadar uzun bir kitabı hiç bu kadar kısa bir sürede bitirmemiştim. Mutlaka okuyun, herkese tavsiyemdir.