Kutsal Bilgi, Kutsal Saydamlık. Kutsal Bilgi, bilen ve uyanık Özün doğrudan
algılanmasıdır. Öz, gerçekliği bizim organizmamız, duyularımız ve görüşlerimiz
yolu ile yaşar. Bu açıdan bakılırsa insanoğlu İlâhi farkındalığın bir duyu uzvu
gibidir. Evren bizim vasıtamız ile kendini bilir. Anda ve doğamızın içinde
yaşadığımız ve zihinlerimiz berrak olduğu zaman Özün muazzam ve parlak
zekâsını tanırız.
Zihnin bu şekilde berraklaşması ile benlik sınırları ve zihinsel sınıflar da
belirginleşir: Sınırların ötesini görürüz, onların zihnin gelişigüzel icatları
olduğunu anlarız. Gerçeklik birliktir, ama sonsuz sayıda ayırt edici özelliklere
sahiptir. Renkleri, dokuları, şekilleri ve hareketleri ayırt edebiliriz ama bunları
ayrı nesneler olarak görmeyiz. Daha doğrusu, gerçekliğin sürekli değişen
tezahürünü ve bunun temelindeki derinlikleri algılarız. Kendimizi tümüyle
saydam hissederiz- her şey içimizden geçer gider, hiçbir şey bilincimize
yapışmaz. Benlik zihninin baskılarına ihtiyaç duymayan bir berraklıkla
gerçekliği sezer ve anlarız.