Öncelikle kitabın ismi ilgimi çektiği için okumaya başladığımı belirtmeliyim. Kitapta düşünmekten hiç bir zaman vazgeçmeyen fakat hayat gailesi ile bu öğüten çarkın dişlilerinde ezilen birine arkadaşlık ediyoruz. Onun bu haline üzülüyor ve melankolisinden kendimizinkilere pay çıkarıyoruz. Varoluşçu bir yöntemle yazılmış eserde Sartre'nin bulantısına benzer nitelikte kahramanımızın bir çok çeşit olaydan dolayı fizyolojik tepkiler verdiğine şahit oluyoruz. Hayatımız istediğimiz gibi gitmeyince, düşünsel anlamda varlığını ve anlamı sorgulayan insanların keşmekeşlik kıskacında sıradan yaşamaya mahkum edilişi derinden yaşanan bir nevroza dönüşebilmektedir. Kitapta nisbeten fazlaca ifşa edilen erotizm dışında eserin duygu paylaşımına katkı sağlayacağını düşünüyorum. Mutluluğa gelecek olursak bir sanrı veya kitabın son cümlesinde belirttiği gibi bir umuttan ötesini bulamayabilirsiniz.