DİPÇE :
Atalarımız Üçlemesinin üçüncü kitabı
Agilulfo adlı şövalyenin hikayesi.
Agilulfo, beyaz zırhın içinde bedensiz ama irade ve bilinçle donatılmış bir varlık.
Onun karşısında ise Gurdulu karakterini yaratmış Calvino. Gurdulu bir bedene sahip ama o da bilinçten yoksun.
Bu absürd karakterler hikayeye olağan bir şekilde yerleştirilmiş. Agilfu'nun varacağı son noktayı merak ediyor okur, bir beden ve ruh bütünlüğüne erebilecek mi?
Hikayede bir de bütün bir şovalyeden, Rambaldo'dan söz etmek gerek. O da bütünlüğüne rağmen tekamülün peşinde.
Ortaçağ şovaleyelerinin sorgusuz teslimiyeti ve kuralcı yaşamlarıyla gelişen olaylar varlık ve hiçlik kavramlarına farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor.
Bu hikaye "varlık özden önce gelir " savı ve karşıtının bir çarpışması olarak da okunabilir.
Atalarımız Üçlemesinin karakterlerine baktığımızda, birey olmanın savaşını verdiklerini görüyoruz.
İkiye Bölünen Vikont'ta insanın olumlu ve olumsuz özelliklerinin bütünlükte anlam kazandığına, Ağaca Tüneyen Baron'da dayatmalara karşı kendimiz olarak kalabilmenin anlamına, Varolmayan Şovalye'de ise varlık olduğunun ayırdına varmanın önemine alegorik bir mizahla yaklaşan yazar çağdaş insanın atalarının soyağacında bu sembolleri doğru okuyup özgürleşebileceklerinin vurgusunu yapıyor.
Her üç eserde gösterdiği inanç sömürüsü ve savaş karşıtı tavrıyla modern insanın duruşuna anlam kazandırma çabasıyla.
Harika öykülerdi.