Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

136 syf.
10/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Büyük İstanbul Depremi Artık Çok Yakın!
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/ChXgRAuNCSL Bugün günlerden 17 Ağustos. Binlerce insanın hayatını kaybettiği o depremin üzerinden tam 23 yıl geçti. O yüzden gelin size 17 Ağustos 1999 gecesi yaşadıklarımı anlatayım. Bilenler biliyordur, ben aslen İzmitliyim ve çocukluğumu da tamamen orada geçirdim. Küçükken abimle bir ranzada yatardık. Üstte o, altta da ben. Dertsiz ve tasasız çocukluk zamanlarımızın doruğundayız. Yazın ortası. Takvim ise 17 Ağustos'u gösteriyor. Hani şu eskiden Diyanet'in verdiği duvar takvimleri vardı ya... İşte hep oradan bakardık hangi günde olduğumuza. Neden bunları dün gibi hatırladığımı bilmiyorum. Aklımda bıraktığı travmatik etkisinden dolayı olsa gerek. Oysaki ben 2 gün önce yediğim yemeği bile doğru dürüst hatırlamazken 5 yaşında yaşadığım o gecenin hiçbir saniyesini unutamıyorum. Uyurken kaçırılıp küçücük bir odaya kilitlenmiş olduğunuzu düşünün. Birden bütün dünyanız sallanıyor, etrafınızdaki bütün duvarlar üstünüze üstünüze geliyor ve kaçacak hiçbir yer bulamıyorsunuz. Sonra ne yapıyorsunuz? Gidiyorsunuz annenize sığınıyorsunuz. Merdivenlerden koşa koşa kaçıyorsunuz. İnsanın en ilkel güdüleri ölüm gerçeğiyle karşılaştığında açığa çıkıyor: Kaçmak ve hayatta kalmak. Üstelik o an düşmanınızı göremiyorsunuz bile! Adeta onunla aranızda çetin bir savaş başlıyor. O derin çaresizlik hissini sadece bunu yaşayanlar bilebilir. Peki bunları niye anlatıyorum? Elbette gerçekleşmesi beklenen büyük İstanbul depreminde insanların bu çaresizlik hissini yaşamamaları için. Gelecekte harika işler başaracak çocuklarımızın ve gençlerimizin molozların altında kalıp can vermemesi için. Yetkililere ulaşıp onları biraz olsun uyandırabilmek için... "Nasıl yani? Gerçekten de yakında İstanbul'da büyük bir deprem mi olacak? Sen nerden biliyorsun ki?!" diye sorabilirsiniz. Cevap evet. Ama bunu ben söylemiyorum, alanında uzman jeologlar önlem alınması için yıllardır bas bas bağırıyor zaten. Eğer İstanbul ve çevresinde yaşıyorsanız 2030'a kadar en az 7.2 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimali %60. Nedenleri de elbette bu kitapta bilimsel argümanlarıyla birlikte destekli: Kuzey Anadolu fay hattının depremleri batıya taşımış olması, '99 depremlerinin Marmara Denizi'nin altını stresle yüklemiş olması, araştırmalar ve deprem tekerrür periyotları gibi sebeplerle bilim insanları bu sonuca çoktan ulaştı. Ne bu kitabı yazan Naci Görür ne de ben felaket tellallarıyız. En az 320 bin masum insanımızın ölümle karşı karşıya kalacağı ve hatta Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığının tehlikeye girme ihtimali olacağı bir felaketten bahsediyorum. Belki bu incelemeyi şu an okuyan insanlar arasında bile bu depremden büyük ölçekte etkilenenler olacak. Yetkililer bu felakete önlem almak için ne olmasını bekliyor? Yoksa her şeyde olduğu gibi iş işten geçtikten sonra mı alacağız bütün önlemlerimizi? Ayrıca şundan da bahsetmeden geçemeyeceğim... Depremde, madende veya iş kazasında hayatını kaybeden insanların ölüm sebebine "kader" veya "fıtrat" diyenleri hatırlıyorsunuz değil mi? Bir ülkede alınmayan önlemler sebebiyle ölen insanlar için hâlâ bunlar denebiliyorsa bilin ki o ülkede işini doğru dürüst yapmayan birileri vardır. Başarısızlıklarınızı kadere yüklemekten acilen vazgeçin! Sadece "Allah korusun" deyip geçerek doğal afetlerin yaşatacağı zararların önüne geçemeyiz. Eğer bireysel olarak biz ve toplumsal olarak da yetkililer önlemlerini alırsa o zaman tevekkül edip gerisini Allah'ın plan ve takdirine bırakırız. O yüzden bugün itibariyle küçük bir deprem çantası hazırladım. Çünkü evden çalıştığım için hayatımın büyük kısmını evde geçiriyorum. Bu yüzden İstanbul depremine evde yakalanma olasılığım çok daha yüksek. İçinde yiyecek, su, nakit para, giyecek, fener, kitap ve önemli evrakların bulunduğu bir çanta bu: instagram.com/p/ChXgRAuNCSL/?... Peki bu ülkede 17 Ağustos'lar olmaya devam mı edecek? Sırf daha çok para kazanmak için insanların canını hiçe sayan inşaat alanındaki açgözlü işverenlere kimse bir şey demeyecek mi? Bilim insanları bas bas bağırırken tsunami ve heyelan tehdidi altında olan, deprem riskini artıran Kanal İstanbul gibi projelerde ısrarcı olmaya devam mı yoksa? 17 Ağustos'ta enkaz altındaki insanlara seslenildiği gibi ben de bugün ranttan başka bir şey umursamayan yöneticilere sesleniyorum: Sesimi duyan var mı? Plansız, çürük ve iskanı alınamayacak ölçüde dayanıksız binalar yapan o gözü doymaz müteahhitlere de sesleniyorum: Sesimi duyan var mı? Bu incelemeyi paylaşarak yazdıklarımı bu konuda önlem alması gerekenlere ulaştıracak kişilere, yani sizlere de sesleniyorum: Sesimi duyan var mı?
Türkiye'de Deprem
Türkiye'de DepremNaci Görür · Doğan Kitap Yayınları · 2020137 okunma
··2 alıntı·
47,3bin görüntüleme
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
aramızda izmitli olan veya istanbul’da yaşayan arkadaşların da bu konudaki görüşlerini ve anılarını merak ediyorum açıkçası
Gökhan okurunun profil resmi
Marmara denizi büyük bir fayın kırılması ile oluşmuştur ve uzaydan bakıldığında bile bu fay görülebilir. img.memurlar.net/galeri/17992/he... Maalesef İstanbul bu fayın üzerine kurulmuştur ve bu fay(lar) yüzyıllar içerisinde periyodik olarak deprem üretmiştir. Böyle bir deprem olduğunda ne olacağı konusuna pek girmek istemiyorum ama kısaca söylemek gerekirse; -2001 ve sonrasında yapılan binalar yapı denetimi ile denetlenmiş, uygun dayanımda çimento ile yapılmış, şiddetli depremlere bile dayanacak sağlamlıktadır. Özellikle son yıllarda beton laboratuvarlarında ki testler Tübitak'ın chip'li cihazları ile yapılmakta, beton dayanım test sonuçları direkt olarak Ankara'dan görülebilmektedir. ancak; -Türkiye'de yapı denetimi gölcük depreminden sonra alınan acı dersler neticesinde geliştiği için 1999 yılından önce yeterli denetim yapılmamıştır. İstanbul'da ki binlerce yapı 1999 depremi öncesinde yapı denetiminin gelişmediği tarihlerde yapılmıştır. -Bu binalarda maalesef uygun standartlarda çimento, demir ve agrega kullanılmamıştır. Çoğu yapı bugün yasak olan C6-C8 dir. Bazı yapılarda deniz kumu kullanılmıştır. 2007 sonrası min. dayanım C20'ye, 2019'dan sonra ise C25'e geçilmiştir. Bu sebeple yeni tarihli binalarda risk olmayacağı söylenegelmekte olup, eski binalar için iç açıcı bir şeyler söylemek maalesef mümkün değildir. Detaylı araştırma yapmak isteyen arkadaşlar hazır beton birliğinin (ERMCO) yayımlarına bakabilirler. -Ayrıca, ülkemizde dünyanın en ucuz ve kaliteli çimentoları üretilmektedir. Çimento da Dünya devi ve tekelci Lafarge bile ülkemizde ki yerli çimentocuların başarılarıyla baş edemeyip, ülkemizden çekilmiştir. Türkiye'de çimento; Afrika'dan altı kat, Avrupa'dan ise dört kat daha ucuzdur. Buna rağmen eski yapıların bu denli az çimento ile yapılmasının akıl ile izahı mümkün değildir. Bu binaları yapanların soruşturma geçirmesi gerektiğine inanıyorum. Umarım devletimiz gerekli önlemleri almıştır! Böyle önemli bir konuya değindiğiniz için de ayrıca teşekkür ederim.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim. aslında bu yazdıklarınızın hepsi hem ilgili alanların yöneticileri hem de devlet tarafından biliniyor. bilim insanları da yıllardır bu konuyu gündeme getirmeye uğraşıyor. ama halkın canını ve malını düşünmek maalesef ön planlarında olan bir durum olmadı bugüne kadar. inşallah ülkemiz bu felaketi olabilecek en az zararla atlatır
1 sonraki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
İşi şova dökmeden ölçülü bir şekilde ve herkesin anlayacağı bir dilde deprem konusunda ciddi bir farkındalık yaratan Naci Görür hocanın kitabı üzerinden, bu acı deneyimi merkezinde yaşamış biri olarak, aynı üslupla ve dikkate alınması gereken uyarılarını da ekleyerek yazıp paylaştığın bu değerli inceleme için teşekkürler Oğuz. Biraz uzun bir cümle oldu ama bu cümleyi okumak bile 17 Ağustos 99 depreminin yaşandığı anın üçte biri kadar bir zaman alıyor. Ben o gece İzmir/Karşıyaka’da bir oteldeydim ve uyanıktım. Deprem olduktan sonra o an sorsalar, depremin merkez üssünün İzmir olduğuna hayatım üzerine yemin edebilirdim. Gerisini siz düşünün artık… Selam ve sevgiler…
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
ben de değerli yorumun için teşekkür ederim necip abi, o anki 45 saniyenin birimi şu an birbirimize yazdığımız bu yorumlar sürecinde geçen saniyelerin birimiyle aynı gibi gelmiyor bana da. sen izmir'de yaşamışken bile bunları düşünüyorsan bir de beni düşün. saygı ve sevgilerimle 🙏
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Okan Balkan okurunun profil resmi
Ben Kocaeli'de yaşıyorum. Ders falan çıkarılmadı. Tedbir alan da yok. Sadece burada değil, memleketin tamamında durum bu. Felaketin tekerrürü kaçınılmaz...
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
bu aralar istanbul'da depremle ilgili atılan adımlarla ve yol haritasıyla alakalı çeşitli paylaşımlar oluyor ama hayata ne kadar sürede geçer bilemiyoruz elbette. Allah sonumuzu hayretsin
Rabia ÇEVİK okurunun profil resmi
Ben Kocaeli körfezde yaşıyorum. Depremi yaşamadım ama ailemden dinlediklerimle bi kaç bir şey söylemek istiyorum. Bu deprem konusu ne zaman açılsa annemin dediği tek şey Allah bi daha göstermesin. Çok şükür ailemden kimseyi kaybetmedik ama bu kaybetmiycez demek değil. En geç 2030' a kadar vaktimiz varmış. Ve çok bir zamanımız yok açıkçası. Binlerce yıkılmak üzeri olan ev olduğunu biliyoruz ve bu binlerce can kaybı demek. Umarım akıllanırız ve önlem alırız.( Çok bilgilendirici incelemeniz teşekkürler.)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
kocaeli’deki yapı stoklarını düşününce izmit’e kadar olan sahil şeridi de elbette her zamanki gibi tehlikeli. adalar fay hattı’na yakın olduğu için orada da aynı önlemlerin alınması gerekiyor. değerli yorumlarınız için teşekkür ederim
Bu yorum görüntülenemiyor
Hümeyra okurunun profil resmi
ben bursa'da yaşıyorum.marmara'ya kıyısı ve istanbul'a yakınlığından dolayı yorum yapmak istedim. alınması gereken yüksek tedbirler bir yana ,deprem toplanma alanı bile yok.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
bursa da risk altında aslında. çünkü adalar fayı ile ilgili olan kısım bursa, yalova ve balıkesir'i ilgilendiriyor diyebilirim. maalesef toplanma alanlarına da istanbul'da hep evler inşa edildi. milyonlarca insan o anda nereye toplanacak ben de büyük bir merakla bekliyorum
1 sonraki yanıtı göster
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.