Gönderi

ruhun en büyük ihtiyaçlarından biri de aşktır. bazısı aşkı arar, bazısı bekler, bazisi da aşkı tanımadığı icin denerse bulacağını iddia edip başkalarında dener. sonuç hep aynıdır aşkı bulmussundur ya da bulamamışsındır. tüm yollar bu iki sonuca varacaksa, insan neden ruhun o" büyük ihtiyacını"  bu kadar basitleştirerek her insanda yaşatmaya çalışır? bildiğimiz tek bir şey var - o da aşık olanlardan duyduğumuz - aşk tükenir geriye sevgi ,sadakat ve diğer klasikler kalır. aslında bakarsak canımız çikolata çektiğinde, yemek istediğimiz kadar çikolatayı yeriz ve bedenin çikolataya olan o ısrarcı tavrı biter, çünkü ihtiyacını gidermiştir. diyelim ruh aşkı buldu. ruhun aşka olan ihtiyacı da bittiğinde, eğer aşkın temelleri az önce bahsettiğimiz sevgi, sadakat klasikleriyle sağlamlaştırılamamışsa, geriye sizden ve acı çeken ruhunuzdan başka bir şey kalmaz. çünkü artık ruhta güven, umut, sevgi ,kırgınlık gibi içi boşalmış başka çukurlar oluşur artık en başından doldurulması gerekir. yani zarardasınız. (: çok yakın bir zamanda henüz tanımadığım birinden " aşk en büyük sınavlardan biridir" sözünü işittim. bu söz ruhumda ki o boşlukların verdiği acıyı hissetmeme neden oldu. işte o an fark ettim ki insanin ruhun ihtiyaçları vardır ama yalnizca aşktan ibaret değildir. aşık olabilirsin, acı cekebilirsin,  öfkelenebilirsin ,mutlu olabilirsin veya şaşırabilirsin. bunların hepsi ruhun ihtiyacıdır ve bunların olması su içmek gibi bir şeydir, asla yaşanmasını engelleyemezsin ancak bunların dozunu ayarlamak senin elindedir. işte burada irade devreye girer, aşık olabilirsin fakat ona gidip gitmemek senin elindedir. -mbt 15.08.2022
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.