Gönderi

342 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa Terbiyecisi tablosundan mütevellit bir ressam olduğunu pek çok kişi bilir fakat sanatçı kişiliğinin yanı sıra devlet adamlığını bilen pek azdır. Bir Rum devşirmesi olan babası İbrahim Edhem Paşa'nın himayesi ve yönlendirmesiyle hukuk tahsili yapmak amacıyla gittiği Paris'te zamanla resim sanatına heveslenmesi , ünlü Fransız ressamlarından eğitim alması Osman Hamdi Bey'in kişiliğine ve hayatına önemli ölçüde tesir etmiş. Fransız bir bayanla evlenip çoluk çocuğa karışması ile bir süre Paris'te yaşadıktan sonra gelişen koşullar ve babasının isteğiyle İstanbul'a dönüşü ve sonrasında arkeoloji çalışmalarından müze müdürlüğüne ve Osmanlı'nın ilk güzel sanatlar akademisi olan Sanayi-i Nefise'nin kuruculuğuna kadar çeşitli görevleri çetin mücadeleler vererek ifa ettiğini öğreniyoruz kitaptan. Yaşananlar ağırlıklı olarak Sultan Abdülaziz ve II.Abdülhamid dönemlerinde geçiyor. Midhat Paşa, Ahmet Midhat Efendi, Şeker Ahmed Paşa gibi bilinen isimlerin de önemli ölçüde yer verildiği biyografik anlatı her ne kadar roman tekniği kusurlu olsa da sıkmadan ilerliyor. Yazar; "Bu topraklarda aydınlanma düşüncesinin filizlenmesi için emek sarf eden tüm kaplumbağa terbiyecilerine..." ithaf etmiş kitabını. Osman Hamdi Bey de "Batılılaştırmaya çalıştırdığı muhafazakâr bir toplumda eğitici rolü üstlenen bir şahsiyet." Çünkü güzel sanatların, özellikle resmin taassubun hâkim olduğu bir toplumda gelişememesi karşısında kararlılıkla ilerlemekten geri durmuyor. Arkeoloji ve müzecilik faaliyetlerinin geç de olsa başlamasına ve sanat akademisinin kuruluşuna vesile oluyor. Kitap; Osman Hamdi Bey biyografisi olmasına karşın III.Napolyon dönemi Fransa'sı, Rusya'nın sıcak denizlere inme politikası gereğince Osmanlı İmparatorluğuna tarihte 93 Harbi olarak bilinen savaşı açması, Osmanlı'nın savaşa hazırlıksız yakalanıp savaşla birlikte kıtlık ve salgın hastalıklarla boğuşması ve meşrutiyet dönemi gibi ayrıntılara da ışık tutuyor. Kitapta ilgi çeken hususlardan biri Osmanlı İmparatorluğu'nda müzecilik faaliyetlerinin çok geç başlaması, Osmanlı makamlarının arkeolojik kalıntılarla hiç mi hiç ilgilenmemesi. Öyle ki 1870'li yıllarda Bergama çevresinde yol çalışmaları yapmakla görevlendirilmiş Humann adındaki bir Alman mühendisin kısa zamanda bölgedeki zenginliği fark edip Pergamon antik kentini kazmaya başlaması ve bulduğu Zeus sunağını parçalara ayırarak Berlin Müzesine götürmesiyle Osmanlı toprakları belki de en görkemli hazinelerinden birini yitirmiş. Yine bir Alman maceraperesti Troya hazinelerini Avrupa'ya kaçırmış. Bu tür kayıplardan çok rahatsız olan Osman Hamdi Bey, gereken önlemleri almak için çok gayret etmiş ve büyük ölçüde başarılı olmuş. Ancak Osmanlı Devleti'nin artık eski gücünü kaybetmiş olmasından dolayı kurumlarda ve toplumda maddi ve manevi çöküş hızlanmış ve Osman Hamdi Bey de bu durumdan olumsuz etkilenmiş. Kitap, biyografik roman okumaktan hoşlananlar için bir alternatif olabilir.
Kaplumbağa Terbiyecisi
Kaplumbağa TerbiyecisiEmre Caner · Kapı Yayınları · 2014820 okunma
·
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.