Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Zekice bilgiden ve düşünceden bu kadar uzak tutulmak istenen yığınlar, bilgiden soğudukça, o bilginin gelişmesi de geriler. Ne de olsa; Marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayi'dir." Sonra, gerçeğin sahiden gerçek olup olmadığını anlamak için, onu her seyden önce kitlelere mal etmek, büyük yığınların laboratuarı içinde hal ve hamur eylemek lâzimdir. Marksizm, herhangi bir fikrin kitleye mal edildikten sonra gerçek bir maddi kuvvet haline girdiğini söyler. Gerçek de ancak kitle mali oldugu zaman elle tutulur, gözle görülür, Yoksa Ortaçağ simyagerlerinin büyülerinden öteye geçilemez. Her düşünceyi, tarihi yaratan kitleler bakımından ölçmek, bütün toplumsal "Değer Ölçülerinin kaynağinı kitlede bulmak şarttir." Aksi tez de doğrudur: Bilgiyi nasıl kitlelere mal etmek zorunlu ise, insanlar ölçüsünde kuvvetlendimek ise, tıpkı öyle, kitleleri de bilgi seviyesine ulaştirmak zorunludur. O zaman insanlığın kültürü pısırık bireylerin veya kast kafalı dar zümrelerin tekelinden çıkar, kitlesel, yüce bir sey olur, Kitleleri cahil birakan, kitle bilgisizliğini ve akılsızlığını kendisine temel bilen, kitlelerin ciddi bilgiye karşi yalnız iğrenme hissini ayaklandıran bir toplumsal düzen çerçevesi içinde mahpus kalmış bilgi, hiçbir vakit toplumsal bir yenilik ve gerçek getireme. Belki yeniligi ve gerçeği örtbas etmeye calışir. Hatta gerçekten bir gerçek bulduğu zaman bile onun doğruluğunu ispat edemez.
··
409 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.