Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

672 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
kısa bir özet
1.       RÜYA SORUNLARIYLA İLGİLİ BİLİMSEL                                     KAYNAKLAR 1900'E KADAR)            Geçmis araştırmacılar rüya ile uyku meselesini birlikte ele aldılar. Biz uyku doğal bir fizyolojik durum olmasından dolayı doğrudan rüya ile konuya başlayacağız. A.      Rüyanın Uyanık Yaşamla İlişkisi Kimi görüşe göre rüyalar uyanık yaşamın bir devamı ve malzemelerini de o günden ya da birkaç gün öncesinden alırlar. Bir başka görüşe göre ise rüyalar bu dünyadan tamamıyla bağımsız yalıtıktırlar ama malzemelerini zihinsel süreçlerden ve imgelerden aldığından malzemesi uyanık yaşamdan alınmış gibidir. B.      RÜYA MALZEMESİ- RÜYADA BELLEK Rüyalar malzemesini o günden ya da birkaç gün öncesinden mi yoksa uzun bir geçmişten çocukluktan mı alırlar? Bunlar bellegimizde olan şeyler midirler yoksa değil midir? Hatırlanabilirler mi yoksa saklı mı kalırlar? Hepsine dair örnekler mevcut. C.      RÜYA UYARANLARI VE KAYNAKLARI Rüyaya neden olan uyarıcıların araştırılması rüya çalışmasının büyük bir kısmını kapsıyor ve bu rüya araştırmalarının bilimsel bir zeminde yapılmaya başlamasıyla yaşıttır. Dört ana kaynak türüne rastlıyoruz: 1.       Dış Duyusal Uyarımlar Rüyalar dış uyananlara dolaylı ya da doğrudan ilişkiye girebilir. Bknz. Sy. 65. 2.       İç Duyusal Uyarımlar İç(subjektif) uyaranlar da rüya oluşturmada son derece etkilidir. Bu konuda göz birinci sırada gelir ve işitme duyusu diğer duyulara göre onun ardından gelir. 3.       İç(Organsal) Bedensel Uyarımlar  İç organlar herhangi bir rahatsızlık olmadığı sürece hissedilmezler. Buna bağlı olarak rüyalarda İç organların uyarımlarına bağlı olarak rüya içeriği belirlenebilir. Örneğin kalp ve akciğer hastaları korku dolu kısa rüyalar görebilir. 4.       Psikolojik Uyarı Kaynakları Rüyaların psikolojik yönü birçok rüya yorumcusu tarafından göz ardı edilmiş ve rüyaların kaynağının saydığımız ilk üç neden olduğu vurgulanmıştır. D.      RÜYALAR UYANDIKTAN SONRA NEDEN UNUTULUR ? Rüyaların unutulması düşük uyaranların düşük imgeler yarattığına bağlandığı gibi rüya dilinin uyanıkkenki dile tercüme edilememesine de bağlanıyor. E.       RÜYALARIN PAİKOLOJİK ÖZELLİKLERİ Geçmiş birçok araştırmacı rüyaların yalnızca bir özelliğini almış ve bunu araştırmalarının çıkış noktası yapmışlardır. Uyanık yaşamın en büyük özelliği düşünmenin kavramlar aracılığıyla yapılmasıdır. Rüyada ise bu imgeler aracılığıyla yapılır. Rüya uyurken halüsinasyon görmektir ve bunun gerçekliği içinde olayları düşünmek değil yaşamaktır. Rüya gerçek algı imgeleriyle düşünür ve zihin dış dünyaya sırtını dönmesinin bedelini subjektif rüya içerikleriyle öder.            Uyuyan birisine herhangi bir şekilde seslendiğimizde uyanmaz ama adıyla hitap ettiğimizde uyanır. Demek ki uyuyan kişi uykuda duyumsadıkları arasında bir ayrım yapıyor. F.       RÜYALARDA AHLAK DUYGUSU Rüyalarda uyanık yaşamdaki ahlaki yargılarımızın geçerli olduğunu söyleyenler ile tamamen farklı olarak ahlaki yargılardan bağımsız bir rüya alemi olduğunu söyleyen iki kutup mevcut. Biz, rüyadaki davranış ve düşünceleri istem dışı olarak sınıflandıracağız. G.      RÜYA TEORİLERİ VE RÜYALARIN İŞLEVLERİ Rüyaların mümkün olan en fazla özelliğini inceleyen ve bunları belirli bir yaklaşımla olgular içindeki yerini tanımlamaya çalışmaya rüya teorisi diyebiliriz. Bunlardan ilki uyanık yaşamdaki ruhsal etkinliğin rüyada tamamen devam ettiğini savunan görüştür, ikinci grup ise birincinin aksine rüya görürken ruhsal etkinliğin gevşediğine, imgelerin zayıfladığına işaret eder. Üçüncü gruba ise uyanık yaşamdayken imkansız olan özel ruhsal etkinlikleri atfeden yaklaşımı koyabiliriz. Fantaziler olgulara karşılık gelen imgeleri doğrudan kullanmaz, bunları çarpıtarak bir tür sanat gibi işlev görür ve rüyaların açıklanmasında fantezilerden kaçamayacağımızı itiraf etmek zorundayız. H.      RÜYA VE AKIL HASTALIKLARI ARASINDAKİ İLİŞKİLER “Rüyanın gizemini açıklamaya çalışırken bir taraftan da psikozu açıklamaya çalışırız.”(sy. 130).   2.       RÜYA YORUMLAMA YÖNTEMİ, ÖRNEK BİR RÜYANIN ANALİZİ Hastalar patolojilerinin kaynağı olan anıları anlatırlarken bunlara rüyalarını da karıştırıyorlardı. Bu noktadan sonra artık rüyanın kendisini de bir semptom olarak almaya karar verdim. Düşüncelerimize uyanıkken uyguladığımız kontrolsüz baskı uykuya dalarken azalmaya başlar, ortaya çıkan istenmeyen düşünceler görsel ve işitsel imgelere dönüşür, rüyayı gören kişi bu dönüştürme işleminden keyfi olarak vazgeçer ve kendini ortaya çıkan imgeleri izlemeye bırakır böylece, istenmeyen(irade dışı) düşünceler istenen(iradi) düşüncelere dönüştürülür. 3.       RÜYA BİR ARZUNUN GERÇEKLEŞMESİDİR Tamamı olmasa da pekçok rüya bir arzunun giderilmesi olarak görülebilir. 4.       RÜYADA ÇARPITMA Her rüya temelde arzu giderilmesi olarak görülebilir. Ama arzuların doğrudan ifade edilmesi egoyu rahatsız edeceğinden bunlar belirli bir sansür mekanizmasının kontrolünde ortaya çıkarlar. Rüyanın oluşmasına neden olan iki psikolojik güçten söz edebiliriz: rüyada ifadesini bulan arzu ve rüyadaki arzuya sansür uygulayan ve bu sansür sayesinde rüyanın çarpıtılmasına neden olan güç. Sonuç olarak  rüya (bastırılmış) bir arzunun (kılık değiştirerek) gerçekleşmesidir diyebiliriz. 5.       RÜYA MALZEMESİ VE RÜYA KAYNAKLARI A.      RÜYADAKİ YAKIN TARİHLİ İLGİSİZ MALZEME Her rüya, rüyanın görülmesinden önceki günle bağlantılıdır. Ama bu malzemeler doğrudan en güçlü olanlardan seçilmiyor. Sanki psişik vurguda bir kayma oluyor, daha önemsiz görünen malzemeler önemli olanın yerini alıyor ve kendilerini açığa çıkmaya zorluyor. Rüyaya kaynaklık edecek olan iki olay seçilirken rüya çalışması bunların ikisini birleştirmek, tek bir olay gibi yorumlamak zorundadır. Psikolojik önemi olan ama yakın zamana ait olmayan bir rüya içeriği rüya oluşturmak amacıyla yakın zamana ait lakin psikolojik önemi olmayan bir içerik tarafından temsil edilebilir. Bunun için iki koşul gerekir: Rüya içeriğinin yakın zamanlı olayla ilişkilendirilmesi ve rüya kaynağının psikolojik olarak önemli bir süreç olarak kalması. B.      RÜYA KAYNAĞI OLARAK ÇOCUKLUK Bazı durumlarda görülen rüyalar kaynağını o kadar eskiden alırlar ki bir tesadüfle ortaya çıkmadığı sürece bunların çocukluk anılarından olduğu anlaşılmaz. Denilebilir ki; çocukluk, dürtüleriyle beraber rüyada yaşamaya devam eder. C.      RÜYANIN BEDENSEL KAYNAKLARI Ruhsal rüya kaynaklarına bedensel uyarılar karıştığında rüyanın özü değişmez, rüya yine arzu giderici işlevini görmeye devam eder. Bunun yanında rüyalar uykuyu bozan bir faktör değil uykunun bekçisidir. Ruh algılanan duyumlardan uyanmamak için o duyumları gerçekliğinden kopararak rüyanın malzemesi haline getirir. Uykuda bedensel kaynaklı hoşnutsuzluk yaratan durumlar rüya çalışması tarafından belirli bir sansüre uğrayarak bastırılmış arzunun gerçekleşmesine hizmet eder; bu durum korku rüyasının görülmesini mümkün kılar. D.      TİPİK RÜYALAR Rüyaların bütün öznel yapılarına rağmen bazı rüyalar vardır ki herkeste benzer şekilde görülür. a.       Utandıran Çıplaklık Rüyaları Bu rüyalarda önemli olan nokta çıplaklıktan utanç duymak ama durumdan kurtulamamaktır. Çıplaklık rüyalarına teşhircilik rüyaları diyebiliriz. b.      Sevdiğimiz İnsanların Öldüğü Rüyalar Bu tür rüyalarda rüyayı görenin çocukluğunda bir gün aile fertlerinin birisinin ölmesini istediğini söyleyebiliriz. c.       Sınav Rüyaları Bir sonraki gün bir şeyler başarma korkusu olduğunda rüya içeriği geçmiş başarılı günlerden bir seçim yapar. Bir diğer özelliği ise başarısız olunan sınavlar öncesi sınav rüyası görülmediğidir.   6.       RÜYA ÇALIŞMASI Rüya düşüncesi rüya içeriğinin içine gizlenmiş bir tür şifresi çözülmesi gereken bulmacadır. A.      YOĞUNLAŞTIRMA Bir rüya içeriğinden rüya düşüncesine, rüya düşüncesinden rüya içeriğine sayısız bağlantı vardır. Hangi rüya düşüncesinin rüya içeriği tarafından temsil edileceği, hangisinin en çok desteği aldığına bağlıdır. Yoğunlaştırılma burada devreye girer. Aynı zamanda rüyada sözcükler çoğu zaman nesne muamelesi görür, ve bu nesnelerle ilgili düşünceler tıpkı sözcükler givi birleştirilebilir. ·        Rüyada türetilen kelimeler paranoya ve histeri saplantılarındaki kelimelerle büyük benzerlik gösterir. ·        Rüyalardaki saçma ve uydurma kelimelerin analizi rüya çalışmalarındaki yoğunlaştırmayı göstermek için son derece elverişlidir. B.      YER DEĞİŞTİRME ·        Rüya düşüncelerinde en önemli unsur olduğunu bulduğumuz ögenin rüyada temsil edilmesi bile zorunlu değildir, rüya içeriği her zaman sahip olduğu rüya düşüncesi merkezini temsil etmez buna: yer değiştirme diyeceğiz. Rüya düşüncelerinde önemli olanlar değil en çok tekrar edilenler rüya içeriğine dahil edilirler. Rüya oluşumu sırasında; ·        Yoğunlaştırmaların aktarımı, ·        Kaydırılması ve ·        Yer değiştirmesi söz  konusu ve bunun sonucunda rüya içeriği ile rüya düşüncesi arasındaki fark oluşur. Yer değiştirme ve yoğunlaştırma rüyanın inşasını mümkün kılan iki önemli unsur ve yer değiştirme sayesinde rüya düşüncesi egonun bastırmasından kurtularak , rüyada kendine ifade şansı bulur. C.      RÜYANIN TEMSİL ARAÇLAR Rüyalar mantıklı ilişkileri ifade etmez, içeriğinde karşıt düşünceler, alakasız fikirler yer alabilir. Rüya çalışması ifadesi zor rüya malzemelerini hangi yollarla ifade eder? ·        Malzemesini bir durum ya da bir süreç bağlamında birleştirerek sağlar; rüya mantıksal bağlantıları eş zamanlı olarak ortaya koyar. ·        Rüya sebep-sonuç ilişkisini iki farklı yolla dile getirir;  rüya şartlı bir ifade dile getiriyorsa yan cümle öncü rüya, ana cümle ise, ana rüya olarak öncü rüyaya eklenir. Sebep-sonuç ilişkisinin ortaya konduğu bir diğer rüya türü ise rüya malzemesinin az olduğu rüyalardır. Bu rüyalarda bir kişi ya da nesne imgesi bir başka kişi ya da nesneye dönüşür. Her iki durumda da nedensellik zamansa bir sıralamayla ifade edilir. Benzerlik,  örtüşme, birliktelik gibi ilişkiler rüyada “var olan” ya da “yeni oluşturulan” bir bütünlükle temsil edilir. Birinci durum “özdeşleştirme” ikinci durum “karışım, birleşim" olarak adlandırılabilir. Özdeşleşme rüyanın malzemesi insanlar, karışım ise nesneler olduğunda devreye girer. D.      TASVİR EDİLEBİLİRLİĞİN HESABA KATILMASI Renksiz ve soyut ifadelerin görsel ve somut ifadeler aracılığıyla yer değiştirerek temsil edilmesi rüya çalışmasının bir sonucudur. E.       RÜYALARDA SEMBOLLERLE TASVİR BİRKAÇ TİPİK RÜYA Bir şeyi sembollerle ifade etmek dolaylı bir ifade tarzıdır, rüya bu sembolleri gizli düşüncelerini örtülü olarak ifade etmek için kullanır. Rüyada semboller her zaman için iki ya da çok anlamlıdır, doğru yorum ancak bağlamdan çıkarılabilir. Rüyada semboller ancak yardımcı kaynaklar olarak kullanılabilir. Rüya yorumunda rüyayı görenin ifadeleri belirleyicidir. F.       RÜYADA HESAP YAPMAK VE KONUŞMAK: ÖRNEKLER ... G.      SAÇMA RÜYALAR VE RÜYADAKİ ZİHİNSEL ETKİNLİKLER Rüya içeriğinin saçmalığı sadece görüntüdedir. Rüya derinlemesine analiz edildiğinde içinde yatan gerçek anlam ortaya çıkar. H.      RÜYADA DUYGULAR Rüyada düşünceler yer değiştirmelere ve yerine geçmelere maruz kalırken, duygular hiç değişmeden kalır. ·        Rüyada nerede bir duygu varsa, rüya düşüncelerinde de aynı yerde duygu vardır, ama bunun tersi doğru değildir. ·        Rüya çalışması duyguları karşıtlarına dönüştürebilir, bunu bağlamı inceleyerek tespit edebiliriz. Her yer değiştirme gibi karşıtına dönüştürme de sansürün amacına hizmet eder ama çoğu kez de arzu giderilmesine hizmet eder çünkü arzu giderilmesi hoşnut olmadığımız bir şeyin karşıtıyla yer değiştirmesinden başka bir şey değildir. ·        Ayni duyguyu yaratabilecek duygu kaynakları, rüya çalışması sırasında bu duyguyu yaratmak için birlikte ortaya çıkarlar.   1.       İKİNCİL İŞLEM Rüya içeriğinin tamamı rüya düşüncelerinden oluşmaz, sansür hiç kuşkusuz eklemeler de yapabilir, araya da girebilir. İkincil işlem kendine verilen malzemeden gündüz rüyası benzeri bir şey oluşturmaya çalışır. Rüyalarda net olarak algıladıklarımız ikincil işlemin değiştirdiği bölümlerdir, bulanık bölümler ise bu gücün başarılı olmadıkları.   7.       RÜYA SÜREÇLERİNİN PSİKOLOJİSİ ÜZERİNE A.      RÜYALARIN UNUTULMASI Rüyada uyanırken her şeyin unutulduğu bunun yerine yeni bir kurguyla farklı bir rüyanın üretildiğini söyleyenler, insan ruhunun deterministik yapısını fazlaca küçümsüyorlar. Bunun böyle olmadığını aradaki silik noktaların ikincil işlem aracılığıyla doldurulduğunu söyleyebiliriz. Psikanaliz analizin ilerlemesini sekteye uğratan her olguyu bir çeşit direnç olarak yorumlar. ·        Uyku durumu İç ruhsal sansürü azaltarak rüyanın oluşmasına imkan sağlar. ·        Bir ruhsal öğenin ikinci bir ruhsal öğeyle yüzeysel ve bozuk bir ilişkisinin olması bu iki öğe arasında sansüre uğramış daha düzgün, uygun ve derinlemesine bir bağlantı olduğuna işaret eder. ·        Sansürün varlığı normal bir çağrışımla, saçma bir çağrışım arasında yer değiştirmeye neden olur. B.      GERİLEME Algı sistemimiz belleği yoktur. Burada bilinçdışı, ön bilinç, uyarım ve algı mekanizmaları yani ruhsal aygıt tanıtılıyor. Ve halüsinasyon benzeri rüyaların hareketlilik ucuna değil algı ucuna doğru ilerlediği söyleniyor. Bilinçdışından uyanık yaşama giden sürece ilerleme dersek rüyaların da gerileyen bir süreç olduğunu söyleyebiliriz yani rüyalar bilinçdışından algı sistemlerine doğru gider. Daha açık söylemeye çalışırsak rüyada bir düşüncenin başlangıçta doğduğu duyusal imgeye geri dönmesine gerileme diyoruz. ·        Rüya düşüncelerinin dokusu gerileme sürecinde kendi hammaddelerine dönüşür. ·        Rüya çocukluk anılarının, şimdiki zamana ya da yakın geçmişe aktarılırken değişime uğramış ikameleridir. C.      ARZU GİDERİLMESİ ÜZERİNE 1.       Arzu gündüz doğmuş ve dışsal koşullar nedeniyle tatmin edilmemiş olabilir. 2.       Arzu, gündüz oluşmuş ama reddedilmiş olabilir. 3.       Arzunun gündüz yaşamıyla bir ilgisi olmayabilir. Arzu gece bilinçdışında doğmuş olabilir. Birinci gruptaki arzular ön bilinç'te bulunduklarını, ikinci gruptaki arzular ön bilinçten bilinçdışına itilmiş olduklarını, üçüncü gruptakilerinse bilinçdışından çıkma becerilerinin dahi olmadığını söyleyebiliriz. Dördüncü gruba ise gece anlık oluşan arzuları koyabiliriz. Rüyadaki arzunun kökeni arzunun bir rüya oluşturma meziyetini belirlemiyor. ·        Çarpıtmaya uğramış rüyalarda arzu bilinçdışından kaynaklanır ve gündüzleri algılanamaz. ·        Ön bilinçteki arzu başka bir yerden güçlendirilmediği sürece rüya oluşmaz, bu yer bilinçdışı kendisine benzeyen bir arzudur. Bu olmadığı sürece rüya oluşmaz. ·        Rüya yaşantısı, bastırılmış, aşılmış çocuksu ruhsal yaşamın bir parçasıdır. ·        Psikonevrotik semptomlar da bilinçdışının arzu giderenleri olarak ele alınmak zorundadır. D.      RÜYA TARAFINDAN UYANDIRILMA -RÜYANIN İŞLEVİ- KORKU RÜYALARI ·        Psikoterapinin görevi, bilinçdışını ön bilincin egemenliğine sokmaktan başka bir şey değildir. ·        Bilinçdışı bir uyarım süreci ön bilinç tarafından tutulur ve rüya malzemesi tarafından kullanılır ya da bir defaya mahsus bir harekete dönüşür ve silinir. Rüya bilinçdışından gelen ve ön bilinç aracılığıyla uykunun bölünmesine zorlayan güçleri gerileme yoluyla imgeler aleminde tutup ön bilincin uykuda kalmasına , uykunun devam etmesine hizmet eder. E.       BİRİNCİL VE İKİNCİL SÜREÇ- BASTIRMA Ön bilinçteki düşünce zincirleri yeterli enerji bulamadığından ya da bastırıldığından dolayi gevşeyip yok olabilir. Bu durumda rüya oluşumu için bir önem taşımazlar ama bazı durumlarda da bilinçdışı düşünce süreçleri ile ilişkiye girerek oradan enerji alırlar ve bilinçdışı süreçlerle bağlarını kuvvetlendirip kendilerine çıkış yolu ararlar: Bu olguya ön bilinçteki düşünce zincirinin bilinçdışına çekilmesi diyebiliriz. Rüya oluşumunu açıklayan bir başka durum ise ön bilinçteki düşünce zincirinin daha en baştan bilinçdışı ile ilişkide olduğu ya da bilinçdışı arzu bir başka sebepten dolayı hareketlenir ve kendine ön bilinç tarafından işlenmemiş serbest bağlantılar arar. Her üç durumda da ön bilinçte bir zincir oluşur ve bu bağlantı bilinçdışının kontrolü altındadır. 1.        Birçok düşünce sisteminin birleşerek tek birisinin altında toplanmasına yoğunlaşma diyebiliriz. Yoğunlaşma işleminin başarısı düşünce zincirinin algı sistemine ulaşması ile ölçülür. 2.       Yoğunluklarının serbestçe akması sayesinde düşünce ağları ara düşünceler vasıtasıyla uzlaşmalar oluşturur. 3.       Birbirine yoğunluklarını aktaran düşünceler arasındaki ilişki çok gevşektir. 4.       Birbirine zıt düşünceler birbirini yok etmez, sanki aralarında bir çelişki yokmuş gibi birlikte yoğunlaştırma ögelerini oluştururlar. Bunları düşüncede affedemesek de davranışlarımızda izin veririz. Birinci sistem haz ve hazsızlık arasında dış dünyadan gelen algıları düzenler ve bütün kapasitesi budur, ikinci sistem ise hazsızlık yaratan uyarana karşı düşünce sistemlerine yaptığı yükleme ile hazsızlığı ortadan kaldırma yeteneğine sahiptir. Buna bağlı olarak anıları kullanma yetisini de elinde saklar aksi halde düşünme diye bir şeyden söz edemezdik. Bunun yanında hazsızlık ilkesi ikinci sistemdeki uyarım akışının düzenleyicisidir. ·        İkinci sistem bir düşünceye ancak, bu düşünceden çıkıp gelişen hazsızlığı engelleyebildiği ölçüde enerji yükleyebilir. Birinci sistemin ruhsal sürecine birincil süreç ikinci sistemin engeliyle oluşan sürece ise ikincil süreç diyoruz. Birincil süreç uyarımlarına bir algı özdeşleşimi ararken ikincil süreç bunu bırakmış onun yerine düşünce özdeşleşimini hedefine koymuştur. İlk çocukluktan kaynaklanan doyurulmaları ikincil sürecin amacıyla çelişecek yok edilemeyen arzu uyarımları da vardır. Bu arzuların duyurulması bir haz değil hazsızlık duygusu yaratır ve bu duygu dönüşümü bizim bastırma dediğimiz şeyin temelini oluşturur. Bu duygu dönüşümü ikincil sistemin eylemleriyle ilintilidir. ·        Rüyalar bize bastırılmış olanın  normal insanda da var olduğunu ve ruhsal etkinliğine devam ettiğini gösterir. F.       BİLİNÇDIŞI VE BİLİNÇ- GERÇEKLİK Bilinçdışı psikolojik bir sorun değil psikoloji biliminin sorunudur. ·        Bilinçdış ruhsal gerçekliğin bizzat kendisidir. Bilinçdışının iç doğası bize dış dünyanın gerçeklikleri kadar yabancıdır. Dış dünyayı duyu organlarımızla nasıl bütünüyle algılayamıyorsak, bilinçdışını da bilincin verileriyle tam olarak algılayamayız. ...    
Rüyaların Yorumu
Rüyaların YorumuSigmund Freud · Say Yayınları · 20211,448 okunma
·
316 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.