Kardeşim, mezarlık diyor bahçeye
Kardeşim, otların karışıklığına gülüyor
Ve suyun hastalıklı kabuğunun altında
Bozuk zerreciklere dönüşen
Balıkların cesetlerini
Sayıyor
Kardeşim alışıktır felsefe yapmaya
Kardeşim, bahçenin şifa bulmasını
Bahçenin yıkılışında görüyor.
Fitil gibi oluyor
Ve yumrukluyor kapıyı, duvarı
Ve anlatmaya çalışıyor
Çok dertli, yorgun ve ümitsiz olduğunu,
Ümitsizliğini de
Kimlik, takvim, mendil, çakmak ve tükenmez kalem gibi
Götürüyor beraberinde sokağa, çarşıya
Ve ümitsizliği,
O kadar küçüktür ki her gece
Kayboluyor meyhanenin kalabalığında.