Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
Altı çizili satırlar, eski bir harita gibi tozlu yolların, tozlu hatıraların, acemi adımların, düşüp kalkmaların, kanayan dizlerin, ayaklara batan dikenlerin, su dolmuş çukurların, çamurlu ayakkabıların, demir çarıkların, demir asaların, derviş abalarının, geceye sığmayan kabusların, ümide açılan yol rüyalarının... hepsinin hatıralarını taşır. Altı çizili bir satır iştiraktir. Kim yazdıysa ona iştirak. Kim çizdiyse ona iştirak. Yıllar önce altını çizdiğim bir satıra tekraren iştirak ederim bazen. Aslında satır altına bıraktığım eğri bir çizgi, ruhumun bunca yıldır kitaplarda takip ettiği güzergahın doğru olduğuna kendimi inandırmak için yazdığım bir teselli nüshasıdır. Nazan Bekiroğlu, Dostoyevski ile ilgili yazdığı bir yazıda aradan yıllar geçtikten sonra aynı kitabı okurken, kendini aynı satırların altını çizmiş bulduğunu söyler. Yılların ne altı çizili satırları, ne de kendi güzergâhında savrulan ruhunu değiştirmediğini söylemeye çalışmaktadır gizlice. Bir gönül rahatlığıdır belki bu. Belki benim aradığım da budur altı çizili satırlarda. Altı çizili satırlar müşterektir. Yazan ile çizenin ruhlarının avuçlarındaki çizgiler birleşir. Tam bu noktada âh tercüme diye geçiriyorum içimden. Bu hafta Rilke'den yapılan iki farklı tercüme okudum. Rilke ile avuçlarımızı birleştirecekken, tercümanın Rilke'nin avuç çizgilerini nasıl bozduğunu fark ettim. Çizgilerle uzayıp, çizgilerle birleşen, çizgilerle düğümlenen bir halet-i ruhiye iken hissettiğim, tercümedeki ritim bozukluğu çizgileri yarım bıraktı. Şiir bir iç kanamaya maruz kalmıştı sanki. Ancak ikinci kitabı okurken birleşti çizgilerimiz Rilke ile. Satırların altını çizebildim. Bir yol izi, saklı bir güzergah bırakabildim ardımda. İki yıl önce okuduğum Rilke ile tekrar buluşabildim. Bir arkadaşı Ahmet Haşim'i evinde ziyaret eder. Haşim'in masasında Fransız gazetelerinden Japonca şiirlerden yapılan tercümelere ait kupürler vardır. O sıralar Haşim Süvari isimli şiirini yeni yazmıştır. Misafir "Süvari'nin ilham kaynağını buldum." der. Haşim öfkeyle misafirin elinden kupürleri alır ve "Siir tercüme edilemez!" der. Şiir gerçekten de tercüme edilemez ama Rilke'nin şiirleri daha tercüme edilemezdir. Hele okuduğum kitap hiç ama hiç tercüme edilememiş. Eğri çizgiler hudutlarım. Umutlarım. Kaybolursam şayet, kendimi bulmak adına ardımda bıraktığım ayak izlerim. Ruhun ayak izi mi olur? Akla takrib olsun için söyledim. Çünkü bana göre ruha en çok yakışan kanattır. Ama hangi göz bir kuşun semada bıraktığı kanat izini görebilir ki? Hangi göz başımızı okşayan bir meleğin kanadını görebilir? Satır altına çektiğim çizgiler belki yıllar sonra başkasının ruhuna dokunacak. Öğrenciyken hocamdan kitap isteyip okurdum. Hatta bazen sadece altını çizdiği satırları okuduğum olurdu. Tıpkı bir ağacın altında gölgelenmek gibi. Kendimle aramdaki makas açılıyor bazen. Ruhumun kavsini çizen pergelin bir ayağı topallıyor. Geri dönmek! İnsanın varlığının tüm hacmini kapsayan bir ihtiyaç! Geri dönmek adına altı çizilen bir satır, birkaç satırlık derkenâr. Bazen insanın ayağına dolanıyor, bazen boğazında yağlı bir urgan oluyor insanı dar ağacına çeken. Neden bu kadar uzattım altı çizili satırları ki? Sanırım bir vicdan muhasebesi. Kütüphaneden ödünç aldığım kitapların altını çizmezdim önceden. Şimdi bir iz bırakıyorum ardımda. Bu kitaptan, bu satırlardan ben de geçtim demek için. Bazen başkası tarafından altı çizilmiş satırlar görüyorum. Eski bir okuyucu ile kesif bir kalabalıktan geçmişiz ve birbirinizi görmemişiz. Neden altını çizdi ki bu satırların diyorum. Ama bazen o kalabalıkta göz göze geliyoruz! Bir bakışma telaşında değilim. Görünmek sevdasında değilim. Varlığımın şeffaf gölgesi kalsın satırların arasında. Şeffaf bir sükût, kelimelerin abasından soyunsun. Kimsenin fark etmediği bir rüzgar, kimsenin önemsemediği ufak bir dalga, kimsenin görmediği bir gölge gibi devam etsin varlığım. İsmim değil çizgilerim uzasın. Altı çizili satırlarımla sessizce bir güzergah inşa edeyim. Sonuna gelmeliyim artık çok uzattım. Kitaplardan biri İz Yayıncılıktan Turan Oflaz tercümesi. Bu tercümede kaybettik Rilke ile birbirimizi. Diğer kitap, nesir dahi olsa şiiri yaşattı bana. Ahmet Cemal tercümesi. Özellikle Duino Ağıtları'nın tercümesi çok güzeldi.
Bütün Şiirlerinden Seçmeler
Bütün Şiirlerinden SeçmelerRainer Maria Rilke · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20141,554 okunma
·
746 görüntüleme
Eylül Türk okurunun profil resmi
Ahmet Cemal'in Rilke'nin bütün eserlerini çevirebilmesi mümkün olsaydı keşke hocam, sırf bu yüzden okuyamadığım onlarca kitabı var şairin. Sadece Rilke değil, Hölderlin, Paul Celan, Bachmann ve Brecht çevirileri de çok iyidir... Aksine, okuduğum kitaplarda her seferinde daha evvel gör(e)mediğim cümlelerin olduğunu da farkederim. Keyifle okudum, elinize sağlık.
Vakti Garîbe Âlemi Muhal okurunun profil resmi
Tavsiye olarak alıyorum. Teşekkür ederim. 🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.