Bazen bir öykü okursunuz ve o metni yazanın kendiniz olması yönünde şiddetli bir keşkeye tutulursunuz. “Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi” ilk okuduğumda “vay be” dediğim, yazmakla iştigal etmeye başlayıp yeniden okuyunca da keşke bunu ben kaleme alsaydım dediğim keyifli bir eser.
Fikir o denli basit ki çoğumuz göremiyoruz. Göremeyince de