MÖ 311'de, Antigonos'un zaferi olarak kayıtlara geçen silah bırakma anlaşması ilan edildi.
Anlaşma bildirisinde Yunanlıların özgürlüğü konusu yer alıyordu. İlgili madde, sadece anavatandaki Yunanlıları değil, Anadolu kentlerindeki Yunanlıları da kapsıyordu. Antigonos ilerde bunun faydasını görecekti. Kısa bir süre sonra ateşkes bozuldu. Ptolemaios, Mısır'dan harekete geçerek, Anadolu'nun güneyine, Ege adalarına ve Yunanistan'a tekrar hakim olmaya çalışınca, özgürlüğe kavuşan kentler Ptolemaios'a destek vermeyi reddedip bu amacından vazgeçmesini sağladılar. Antigonos, ültimatom yoluyla Babil satraplığını geri almaya çalışan Selevkos ile çarpıştı. Onu yenemediyse de MÖ 308'de yapılan bir anlaşmayla silahları bırakmaya razı olmasını sağladı. Antigonos'un oğlu Demetrios Poliorketes (Kentler Kuşatan), MÖ 307'de, Kassandros'u Atina'da yenip; ardından Kıbrıs'ta, Salamis'te Ptolemaios'u bir deniz savaşında mağlup etti. Bunun üzerine Antigonos, kendini ve ailesini gücünün zirvesinde görmeye başladı, fakat bu düşüncesi, Antigonos'u ve kısa bir süre sonra diğer Diadokhosları vahim bir hataya yönlendirdi. Antigonos, kendini ordu heyeti tarafından kral ilan ettirip MÖ 306 yılının yazında oğlunu da kral yaptı. Ptolemaios, hemen onu taklit etti, arkasından Lysimakhos, Selevkos ve Kassandros da ona katıldı. III. Philippos MÖ 317'de; IV. iskender MÖ 311/1o'da öldürüldüğü için, Il. Philippos ve Büyük İskender'in mensubu oldukları Argead Hanedanı'ndan meşru bir varis kalmamıştı. Diadokhoslara bundan önce de "kral" olarak hitap edildiğinden, kral olma kararlarını an lamak zor değildi. Büyük İskender'in kurduğu imparatorluk, artık 6 kral arasında paylaşılmıştı, ancak bu 6 kralın her biri de büyük Makedon kralının meşru halefi olduğunu iddia ediyordu.