Gönderi

238 syf.
·
Puan vermedi
Yazardan okuduğum ilk roman Puslu Kıtalar Atlası oldu fakat son roman olmayacağına artık eminim. Kitabı okurken bana hissettirdikleri yazarak ifade edilemeyecek şeyler kanımca . Her cümlesinde neredeyse birer atıf barındıran bu eser uzun süredir okuduğum kitaplardan bambaşka bir üslupla yazılmış, metinlerarasılık özelliğini belki de tam anlamıyla yansıtan post-modern anlayışla yazılmış bir eser. Genel olarak bahsedecek olursak bu dünyada sağ elim dediği oğlu Bünyamin'e yaşatmak öğretmek istediklerini başkahraman ,anlatıcı olan Uzun İhsan Efendi'nin gerek dersler vererek gerek acılar çektirerek oğlunu çeşitli maceralara sürüklediğini ve bunu dünyayı hiç gezmeden yazdığı Puslu Kıtalar Atlası ile yaptığı bir kitapla karşı karşıyayız. Benim için kitabın en vurucu cümlesi alıntılarımda da yer verdiğim Descartes atıfı olan 'Düş görüyorum öyleyse varım, varım ama ben kimim?' bazı zamanlar gelir bizlerde düşlerde yaşarız bazen çok tehlikeli olsa da hiçbir zaman düş görmekten hayal kurmaktan vazgeçmemeli insan. Sonucunda kendimize "peki ya ben kimim ?" diye sorduğumuzda aldığımız cevabın değişmemesi ümidiyle.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,6bin okunma
·
120 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.