Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

168 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Böyle Bir Sevmek - Attila İLHAN (Uygulamadaki 300. incelemem!)
Bir buçuk yıldır sizlerle olmanın, sizlerle okumanın mutluluğunu yaşıyorum. Okuduğum kitaplar için izlenimlerimi spoiler vermeden, duygu ağırlıklı sizlerle paylaşmaya çalıştım. Umarım uygulamaya küçük de olsa bir katkım olmuştur. İncelemeye başlamadan fark ettim ki bu inceleme benim 300. incelemem olacak... Yine bir şiir kitabı... Bunu bugünlerde çok fazla yapar oldum. Gerek sıcakların etkisi, gerek okuyamama dönemine terapi gibi gelmesi... Her şeyiyle iyi ki var şiirler. Hem unuttunuz mu
Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad
da onlarla bağlanmıştı hayata...
Böyle Bir Sevmek
Böyle Bir Sevmek
İsmini içinde yer alan aynı isimde bir şiirden alıyor eser: "yalnızlıklarımda elimden tuttular uzak fısıltıları içimi ürpertir sanki gözyüzünde bir buluttular nereye kayboldular şimdi kimbilir ne kadınlar sevdim zaten yoktular böyle bir sevmek görülmemiştir." (s. 34) Kendine özgü bir üslubu var yazarın. Okurken dinlendiriyor, okurken hayran bırakıyor. Küçük harflerle başlayan dizeleri öyle alışkın hale geliyorsunuz ki bir süre sonra aksi mümkün değilmiş gibi geliyor. Bir solukta bitecek bir eser. Eserin sonunda "Meraklısı İçin Notlar" isimli bir bölüm bulunuyor. Bu bölümde eserdeki bütün şiirlerin arka planlarını görmeniz mümkün. Hangi şiir hangi konudan yola çıkmış, nasıl bir ortamda yazılmış, şair onu kaleme alırken hangi haleti ruhiye içinde... Bence bunları bilmek çok önemli. Hani hep deriz ya "Şair burada ne demek istemiş," diye. Cevabı o bölümde saklı aslında. "Gittikçe yalnızım." (s. 21) İki kelime, çokça anlam... Gittikçe yalnız değil mi insan? Çarpıtmayın sözlerimi Yüce Rabbim yanımızda ama kastettiğim bambaşka bir şey: Kalabalıklar içinde doğuyor ve giderek yalnızlığa doğru sürükleniyorsunuz. Bunu teyit etmek için ülkede artan "huzurevi" sayısına bakabilirsiniz. Gittikçe fazlalık oluyoruz insanlara. Gittikçe fazlalık oluyoruz sevdiklerimize. Gittikçe yalnızlaşıyoruz. Hey insanoğlu, mahkûmsun yalnızlığa! Şahit olduğum bir durumla bunu kanıtlamak isterim. Eserle ilgisi yoktur, dileyen bu paragrafı atlayabilir: Evimizin yanında bir park var. Parkta bir teyze oturuyor sabah akşam. Uyanıp camdan bakıyorum orada. Hava kararıyor, bakıyorum orada. Bir gün dayanamayıp sordum: "Teyze, sen her gün burada ne yapıyorsun," diye. Doğrudan söylemedi ama muhabbetin ilerleyen bölümlerinde anladım, evde yalnız ölmekten korkuyormuş. Bir oğlu varmış, yanına almıyor onu. Maaş kartını almış teyzenin, arada bir yemek getiriyormuş. Üç gündür de gelmiyormuş. Geçen gün telefonuna kontör atıvermiş. Bunun için bile ne kadar mutlu. Hiç suçlamıyor onu, kurduğum tüm cümleler ona dair izlenimimden benim çıkardığım sonuçlar. Yoksa kendisi en ufak olumsuz bir cümle kurmadı. Telefonuma kontör atıverdi diye nasıl seviniyor çocuklar gibi. Yalnız ölmekten korkmak ve bunun için sabah akşam çocuk parkında oturmak... Daha nasıl anlatayım yalnızlığımızı! "Issız sarayların güngörmez prensiyim." (s. 35) Bu sözü çok sevdim ve sizlerin de verdiği cesaretle profilime ekledim. Prens falan olduğumuz yok oysa. Olsak olsak komik olmayan soytarı oluruz. Güngörmez olduğumuz su götürmez bir gerçek ama. Hani derler ya, bütün yüzleri gördük gün yüzünden başka...
Gazap Üzümleri
Gazap Üzümleri
'ni okurken bir yandan da okuma tempomu korumak için okuduğum bir eser oldu. Memnun oldum kendi adıma. Seversiniz sevmezsiniz bilemem. Şans vermeye değer. Ha, bu arada... 300. incelemem demiştim. İncelemelerime dair bir iki cümle kurar, fırsat buldukça paylaşırsanız oldukça memnun olurum. Şiir tadında günleriniz olsun.
Böyle Bir Sevmek
Böyle Bir SevmekAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20122,886 okunma
··
8bin görüntüleme
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Şairden 8. kitabı bitirmenin mutluluğu...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.