Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

687 syf.
·
Puan vermedi
Suç bazen toplumsal düzene bir protestodur.
İnsanı suç işlemeye iten toplumsal koşullar mıdır? Suç bazen toplumsal düzene bir protestodur. Toplumsal düzen bozuldukça suç da artar. Tarihin Felsefesi kitabında Hegel, bir davranışın doğruluğuna ya da yanlışlığını, ancak kişinin vicdanının belirleyebileceğini savunuyor. Örneğin birinin kendi çıkarı uğruna cinayet işlemesi yanlış, çünkü vicdan böyle bir davranışın arkasındaki motivasyonun acı vermek olduğunu farkında. Ancak öte yandan vicdan, cinayeti masum birini kurtarmak olarak da addedebilir. Felsefeye göre bu doğanın çıkarına olan bir durumdur ve bu durumda takdir edilmesi gereken bir davranış olur, çünkü arkasındaki motivasyon iyi niyetlidir. Raskolnikov bir “kahraman” olmasa da, Hegel’in “Olağanüstü İnsan” kavramının vücut bulmuş hali. Romanın felsefesi de bütünüyle bu fikre dayanıyor. “Hakkaniyetli” suç diye bir şey var mıdır? Cinayetin nedeni kendi yoksulluğu mudur, yoksa diğer insanlara iyilik etmek midir? Dostoyevski roman boyunca bunun çevresinde dönüyor. Dostoyevski'nin beş yıl süren Sibirya sürgününün dönüşünde yazdığı tam uzunluktaki ikinci roman olan Suç ve Ceza, yazarın "olgunluk" döneminin ilk büyük romanı olarak kabul edilir. Rus Reformu sonrası yazılan psikolojik ve dram türündeki eser, rus edebiyatında dönemin diğer romanlarının tersine, bölüm bölüm ayrılmaz bir bütün halinde yazılmış. Dostoyevski sahneleri öyle bir duyarlılık ve maharetle anlatıyor ki, size öfkeyi, acımayı, gerginliği, şefkati ve hüznü, her duyguyu tattırıyor. Toplum, adalet, fakirlik temaları ve sosyal sınıflar arasında ki uçurum çok iyi konu ediliyor. Eser ilk kez 1866’da basılmış, yani üzerinden 150 yıl geçmiş, kuşaklar atlamış, fakat bugün hâlâ dünya edebiyatının en büyük eserlerinden biri sayılıyor. Öyle de devam edecek gibi görünüyor. Her zamandan, her ulustan, ırktan ve kültürden insana hitap ediyor. Çünkü insanlık aynı insanlık, duygular aynı duygular, hikâye tam olarak bugün dünyanın her yerinde yaşanabilir.
Jorge Luis Borges
Jorge Luis Borges
Suç ve Ceza'yı, “Kahramanları bir katil ve bir hayat kadını olan roman” diye tanımlıyor ve ekliyor: “Bana çevremizdeki savaştan daha yıkıcı ve etkileyici geldi. Konusu Eski bir hukuk öğrencisi olan Rodion Romanoviç Raskolnikov, Saint Petersburg'daki küçük, kiralık bir odada aşırı yoksulluk içinde yaşamaktadır. Kendini destekleyecek tüm girişimlerden vazgeçmiştir ve yaşlı bir tefeci olan Alyona İvanovna'yı soymak ve öldürmek için bir plan tasarlar. Plânı tasarlarken ailesinin küçük servetini israf eden sarhoş Semen Zaharoviç Marmeladov ile tanışır. Marmeladov, ona ailesini geçindirmek için fahişe olmayı seçmiş olan genç kızı Sonya'yı anlatır. Raskolnikov, annesinden Saint Petersburg'a ziyarette bulunacaklarından bahseden bir mektup alır ve mektupta ayrıca Raskolnikov'un kız kardeşi Dunya'nın mürebbiye olarak çalıştığı yerde kötü niyetli patronuyla olan sorunları de ele alınmıştır. Savunmasız durumundan kaçmak ve kardeşine yardım etme umuduyla Dunya zengin bir taliple evlenmeyi seçer. Raskolnikov, kız kardeşinin bu fedakârlığına içten içe öfkelenir ve bunu, Sonya'nın yapmak zorunda kaldığı şeyle aynı görür. Üzerine çok fazla kafa yorduktan sonra Raskolnikov, Alyona İvanovna'nın dairesine gidip onu baltayla öldürür. Ayrıca suç mahalinde tesadüfen bulunan Alyona'nın üvey kız kardeşi Lizaveta'yı da öldürür. Yaptıklarından sarsılmış bir hâlde olan Raskolnikov, bir avuç dolusu eşyayla küçük bir para çantası çalar ve aramadığından tefecinin yüklü miktardaki parasına dokunmaz. Raskolnikov ardından kaçar ve bir dizi tesadüf eseri, görünmeden ve fark edilmeden oradan ayrılmayı başarır. Raskolnikov, acemice işlediği cinayetten sonra ateşli bir haleti ruhiye içine bürünür ve cinayet üzerine saplantı derecesinde endişelenmeye başlar. Çalıntı eşyalarla cüzdanı ertesi gün bir kayanın altına saklar ve kıyafetini kandan veya herhangi bir kanıttan temizlemek için umutsuz bir şekilde çabalar. Eski arkadaşı Razumihin'i çağırmadan önceki birkaç gün ateşler içinde yanar. Ateşinin çıktığı ve düştüğü sonraki günlerde Raskolnikov, kendisini açığa çıkarmayı isteyecek şekilde davranmaya başlar. Şehirde herkesin artık haberdar olduğu ve hakkında konuştuğu tefeci cinayetinden kim bahsederse, tuhaf davranışlar sergiler. Hezeyanları sırasında Raskolnikov, kendisi ve cinayetle olan bağı hakkında daha fazla dikkat çekecek şekilde Saint Petersburg'u dolaşır. Şehri dolaştığı yürüyüşlerinin birinde caddede binek arabasının ölümcül bir şekilde çiğnediği Marmeladov'u görür. Adama yardım etmek için acele eder ve yaralı adamı dairesine taşımayı başarır. Marmeladov, kendisini affetmesi için çağırdığı kızı Sonya'nın kollarında ölür. Raskolnikov, annesinin kendisine yolladığı paradan kalan son yirmi rubleyi Marmeladov'un veremli karısı Katerina İvanovna'ya verir ve bu paranın arkadaşından aldığı borcun geri ödemesi olduğunu söyler. Bu arada Raskolnikov'un annesi Pulheriya Aleksandrovna ve kız kardeşi Avdotya Romanovna (Dunya) şehre gelmiştir. Dunya, o zamana kadar Svidrigaylov ailesi için bir mürebbiye olarak çalışmış ancak aile lideri Arkadiy İvanoviç Svidrigaylov tarafından işini bırakmaya zorlanmıştır. Svidrigaylov, Dunya'nın fiziki güzellikleri ile feminen özelliklerinden hoşlanmış ve ona zenginlik ve birlikte kaçmayı önermiştir. İncinen Dunya, Svidrigaylov ailesini terk ederek gelirini kaybeder ve mütevazı gelire sahip ve rütbeli bir adam olan Pyotr Petroviç Lujin ile tanışmıştır. Lujin, Dunya'ya evlilik teklifinde bulunmuş, annesiyle onu maddi sıkıntılardan kurtaracağını söylemiş ve teklifi çabuk ve sorgulamadan kabul etmesi şartını koşmuştur. Bu sebeple Dunya ve annesi, St. Petersburg'a hem Lujin ile görüşmek hem de Raskolnikov'un onayı almak için gelirler. Raskolnikov hezeyanlar geçirdiği bir sırada Lujin tarafından çağrılır ve kendini ahmak, tepeden bakan ve küstah biri olarak sunar. Raskolnikov, Lujin'i kız kardeşine uygun bir koca adayı olarak görmez ve reddeder. Kız kardeşinin de ailesine yardım etmesi için Lujin'e evet demiş olduğunu fark eder. Roman ilerledikçe Raskolnikov, cinayetten sadece psikolojik nedenlerden ötürü kendisinden şüphelenmeye başlayan Dedektif Porfiriy ile tanışır. Aynı zamanda Raskolnikov ve Sonya arasında saf bir ilişki oluşur. Sonya, bir fahişe olsa da Hristiyan erdemleriyle doludur ve bu işi yapmasının tek sebebi ailesinin yoksulluğudur. Bu arada, Razumihin ve Raskolnikov, Dunya'nın Lujin ile ilişkisini sürdürmesini engellemeyi başarır. Bu noktada vilayetten Petersburg'a Dunya'yı aramak için gelen Svidrigaylov ortaya çıkar. Karısı Marfa Petrovna'nın öldüğünü ve Dunya'ya karşılıksız çok büyük miktarda para ödemeye hazır olduğunu belirtir. Dunya haberi duyunca hıyanetinden ve karısını öldürdüğünden şüphelendiği Svidrigaylov'u reddeder. Raskolnikov ve Porfiriy görüşmeye devam ettikçe Raskolnikov, suçunu açığa çıkarma dürtüsü içindedir. Porfiriy, adamın suçlu olduğundan gittikçe emin olur fakat elinde bu şüpheyi destekleyecek somut bir kanıt veya tanık yoktur. Dahası, başka bir adam sorgulama ve tutuklama altında suçu işlediğini kabul eder. Bununla birlikte, Raskolnikov'un sinirleri daha da bozulur ve asla gerçek anlamda mahkûm edilemeyeceğini bilmesine rağmen suçunu itiraf etme fikriyle sürekli mücadele eder. Destek almak için Sonya'ya gider ve suçunu ona itiraf eder. Tesadüfen, Svidrigaylov, Sonya'nın yanındaki bir odaya yerleşmiştir ve bütün itirafa kulak misafiri olur. Raskolnikov'la yüz yüze geldiği zaman Svidrigaylov, gerçeği bildiğini itiraf eder ve ihtiyaç duyması halinde bu bilgiyi onun aleyhinde kullanabileceğini öne sürer. Ayrıca kendi geçmişi hakkında konuşur ve Raskolnikov, Svidrigaylov'un birkaç cinayet işlediğine dair söylentilerin doğru olduğundan şüphelenir. Dunya ile daha sonraki bir sohbetinde Svidrigaylov, karısının ölümünde parmağının olduğuna dair söylentiyi reddeder. Raskolnikov bu noktada tamamen kopmuştur artık. Sonya tarafından itiraf etmesi için teşvik edilir ve Svidrigaylov'un ifadesi onu potansiyel olarak mahkûm edebilir. Üstelik Porfiriy, Raskolnikov'u şüpheleriyle karşı karşıya getiririr ve itiraf ederse cezasının önemli ölçüde hafifletileceği konusunda ona güvence verir. Bu arada Svidrigaylov, Dunya'yı baştan çıkarmaya çalışır ama kızın kendisini asla sevmeyeceğini anladığında gitmesine izin verir. Daha sonra bir geceyi kargaşa içinde geçirir ve sabah kendini vurur. Aynı sabah, Raskolnikov tekrar kendisini itiraf etmeye ve vicdanını temizlemeye zorlayan Sonya'ya gider. İtiraf etmek için gittiği karakolda Svidrigaylov'un intihar haberini öğrenir. Kendisinin gerçekleştiremediği intiharı, hayatı bu kadar çok seven Svidrigaylov'un yapabilmesi karşısında o kadar şaşkınlığa düşer ki karakoldan ayrılır. Çıktığında uzaktan Sonya'yı tekrar gördüğünde bir an tereddüt eder, mükemmel bir suçla tekrar kaçabileceğini düşünür ancak tekrar karakola dönerek itirafını yapar. Epilog (son söz) kısmında Raskolnikov'un Sibirya'da sekiz yıllık esaret cezası aldığı ve Sonya'nın da onun peşinden gittiği yazılır. Dunya ile Razumihin evlenir ve romanın sonunda mutlu bir sona kavuşurlar. Raskolnikov'un annesi Pulheriya ise oğlunun durumuyla baş edemeyip, sürgünde olduğu gerçeğini yadsır, ardından hastalanarak ölür. Raskolnikov Sibirya'da mücadele eder. Hapishanede bir süre sonra, Raskolnikov'un kurtuluşu ve ahlaki yenilenmesi, Sonya'nın sevgi dolu etkisi altında başlar SUÇ VE CEZA ALINTILAR 1- "Bence, gerçekten büyük insanlar, dünyada büyük acılar çekmek zorundadır." 2- Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır 3- Kimsenin, hiç kimsenin ne yardımına, ne ilgisine ihtiyacım var. Ben... Yapayalnızım. 4- ''Hem böyle yapıyorum hem de yaptıklarımdan korkuyorum.'' diye düşündü. ''Hım...Evet, her şey insanın elindedir. Fakat insan korkaklığı yüzünden çok şeyi kaybedebilir. Gerçek bu. İnsanların en çok neden korktuklarını bilmek isterdim. Onları en çok korkutan şey yeni bir adım atmak, yeni bir söz söylemek...'' 5- İnsan boğulmamak için nasıl bir saman çöpüne bile sarılabiliyor! 6- "Madem gidecektin, ne halt etmeye geldin?" 7- Oysa ne kadar yorgunum. 8- “Kuyuya tükürme, gün gelir içersin... 9- En sevdiğim şey uzanıp yatmak ve düşünmekti. Boyuna düşünürdüm... 10- Her şeyi belirleyen ortamdır, insansa bir hiçtir. 11- Fakat bir kadın hem zeki hem de kıskanç olursa, iki kadın haline gelir ve bu bir felakettir işte. 12- Bir şeyler var kafasında! Hiç değişmeyen sürekli acı veren bir şeyler... 13- "Kendi planlarımızı yapıyorduk ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk.." 14- İnsan bazen öyle bir sınıra gelir ki, onu aşamaz mutsuz olur; aşar bu kez belki daha mutsuz olur!.. 15- Ben kendim için yaşamak istiyorum, yoksa hiç yaşamayayım daha iyi. 16- Sonra öğrendim bunun asla olmayacağını, insanların değişmeyeceğini ve onları kimsenin değiştiremeyeceğini ve bunun çabalamaya değmediğini! Evet, böyledir! 17- Anlıyor musunuz, anlıyor musunuz sayın bayım, bir insanın artık gidebileceği hiçbir yerinin olmaması ne demektir anlıyor musunuz? Çünkü insanın gidebileceği hiç değilse bir yerin olması gerekmez mi ? 18- "Nefrete sevgiden fazla güvenirim. Çünkü, nefretin sahtesi olmaz!" 19- Kıyıda köşede birikip üstüme üstüme gelen gerçeklerim var. 20- Başkalarının zavallılığına bakıp kendi haline şükredenlerden tiksiniyorum. 21- Bir iple intihar da edebilirsin salıncak da kurabilirsin. Hayatın ipleri senin elinde. 22- Oysa gülümseme bu yüze öyle yakışıyordu ki... 23- İnsanları aşağılamak, küçük görmek bu dünyaya özgü. 24- Önce yalnızca kendini sev, çünkü yeryüzünde her şey kişisel çıkar temeli üzerine kurulmuştur. 25- Başkalarının aklıyla yetinmek hoşlarına gidiyor, alışmışlar bir kez! 26- Öyle bazı aşağılamalar vardır ki, insan ne kadar isterse istesin, unutması olanaksızdır. 27- Yanlış görebilirsin, yanlış bilebilirsin ; hatta yanlış düşünebilirsin ama yanlış hissedemezsin ... 28- “İnsanın ruhunu yücelten acı, ucuz bir mutluluktan daha değerlidir.” 29- Geceleri gökkuşağına boyamak mıdır suçum ? Herkes bağırırken şiirler okumak mı ? Susmak mı sözün bittiği yerde ? Kusmak mı sindirebildiklerinizi ? Apansız uykum kaçıyor kaç gece, Bu da mı aleyhime kanıt ? Sondan saymaya başladım adları-böyle Hoşuma gidiyor - beğenmeseler de seviyorum ellerimi, hep olmayacak düşler görüyorum, Yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan. İtiraf ediyorum ? Silin adımı listenizden, yokum; Aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir Kavga olan oyunlarınızda. Kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni. Gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum. Yalan övgülerinize ihtiyacım yok. Gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin. Bir sürgün nereye sürülebilir ? Gölgeler kelepçeye vurulur mu ? Çekilin, yürümediğiniz yolları(mı) kirletmeyin. 30- Sanrılar, anlamsız korkular, saçma hayaller... hepiniz geri! Yaşam var ve ben yaşıyorum! 31- Evet, belki namuslu bir insansın, ama namuslu bir insanım diye övünülür mü hiç? Herkes namuslu olmak zorunda değil midir? 32- "Herkesi öldürüyoruz sevgili dostum, kimini kurşunlarla, kimini sözlerle, kimini yaptıklarımızla ve kimini de şu ana kadar yapmadıklarımızla. 33- "Kendini en iyi aldatmasını bilen, herkesten daha neşeli yaşar." 34- Sıkıntı çekmek, insanı olgunlaştırır, terbiye eder. 35- "Bir dal düşün, kırılmış kendine." 36- Herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım. Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini... İnsanların değişmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini. 37- Bir dakikacık için bile olsa, nasıl olursa olsun, farklı bir dünyada dinlenmek istiyordu. 38- Başarısızlığa uğradı mı, her şey aptalcadır!
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,1bin okunma
··
3.293 görüntüleme
Oğuzhan Çakır okurunun profil resmi
Spoiler vardır. Raskolnikov eger tefeci kadının kardeşini öldürmeseydi,herhangi bir suçluluk hissetmeyebilirdi,tam tersine dünyadan bir sömürgeni kaldırdığı için vicdanı tüy kadar hafif olurdu. Lakin yanında onun kardeşini öldürdüğünde ne yapacağını şaşırdı ilk başta;bilinçsizce hareket etti. Sonraki hareketleri de malum;kabuslar gördü,surekli suçunu birilerine itiraf etmeye çalıştı(tıpkı Hristiyanliktaki günah çıkartma isteği gibi) ki içini hafifletmek için. Bakti ki bu da ise yaramayinca yapmasi gereken tek bir sey kaldı,o da masum bir insanı öldürdüğü için yaptığının cezasını çekmesi gerektiğiydi(ki yaptığı suçun cezasına razı oldu). Aksi takdir de bilinçsalti Raskolnikov'u yiyip bitirecekti. Güzel örneklemeler vermişsiniz. Iyi okumalar 👍🏻
Jinda yiğit okurunun profil resmi
Fazlasıyla uzun , geniş ve kapsamlı bir inceleme olmuş. Emeğinize sağlık
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.