----Sürprizbozan olabilir---- Haşhaş Cumhuriyeti ile başlayan Tikany'li Fang Runin'in ya da Speerlı Rin'in hikayesi, Yanan Tanrı ile son buldu. Savaş yetimi olarak yaşamak zorunda kaldığı ve sevgiden pekte eser görmediği Fang ailesinin yanından ayrılıp; acıyla, kanla, ihanetle, zafer, yenilgi ve tanrılarla dolu olan yolculuğunun sonu. Ben mi kitabın içine giremedim, yoksa gerçekten beğenilecek gibi mi değildi bilmiyorum ama ilk iki kitabına göre oldukça vasattı. Hikayenin başından beri Rin'in bir karar alması ve her karar alışından üç beş sayfa sonra "ulan ben bunu nasıl düşünemedim" dercesine hiç hesapta olmayan olaylarla yüzleşmesi, her güvendiğinin bir şekilde yara açmasından sonra yine de tanıştıktan üç beş gün sonra tekrar birilerine güvenmesi, sırf hikaye uzasın diye yazılmış ama olmasa da olur diye düşündüğüm birçok sekans kitabı ne yazık ki final heyecanından uzaklaştırmış. Kitabın dili telgraf gibi, kısa kısa cümleler ve sanki bir filmin en can alıcı sahnesinden önceki o durgunluk hissini vermek istercesine tek cümlelik paragraflarla yazar okuyucuda heyecanı arttırmak istemiş belki ama bence tam tersine Acun'un reklamları kadar bıkkınlık veriyor bazı yerlerde. Bu tarz serilerde okur ile karakter arasında bir bağ oluşmasını sağlayan faktörlerden biride karakter gelişimidir. Maalesef bu seride bu yok. Rin köyünden çıkarken nasılsa son kitabın son cümlesini okuyup kitabın kapağını kapattığınızda da öyle oluyor. Sürekli kafasının dikine giden, en yakın çevresindeki değişkenleri bile fark edemeyen ve sadece yakmakla ilgilenen, gitgellerle dolu ve o gitgelleri bir türlü aşamadan hikayesi biten bir ana karakter. Yine de alışılmışın dışında kurgusu, herkesten her türlü ihanetin beklendiği ilişkiler ağıyla Haşhaş Savaşı üçlemesi başlamamış olanlar için bir şans vermeye değer. Ama kendini tekrar tekrar okutur mu ? Sanmam..

Yanan TanrıR.F. Kuang · İthaki Yayınları · 2022341 okunma

·

191 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İsmet Burak Karahan