Konya, 12.10.1933
Sarsılmaz bir iman ve iradeye malik ateş zekâlı hocam!İlk hitabım pek uzun ve ihtimal ki biraz da abes kaçacak. Fakat ne olursa olsun büyükler küçüklerin böyle aykırı ve taşkın hareketlerini mazur görürler. Size bundan evvelki mektubumu cidden, dediğiniz gibi, tuhaf bir zamanımda yazmış olsam gerek. Ben de işin farkında değilim. Yaptığım hareketten çok müteessir olacağımı ve olduğumu söylemeye hacet yok zannediyorum. İhtimal ki o sözlerimi muhite ve zaman intibak kanunlarına ittibaen yazmışımdır. Lakin bu memleket için, içinde bulunduğumuz vaziyet dahilinde, bu kanuna tabi kalacak olursak en mühlik neticeler tevlit edeceği muhakkak. Fakat zamanımız, yani bütün dünya ileri hamle gayesini takip ettiği ve bunlardan çok geri kalmış olan bizim memleketimiz için bu hamlenin baş döndürücü bir sürat dahilinde ilerlemesi ancak sizin gibi eğer adam olur da şimdi nazariye halinde ileri sürdüğümüz fikirleri tahakkuk ettirmek fırsatını bulabilirsek ve bizim gibi birçok kimselerin gayret ve himmetleriyle olacak ve korkmayın bütün diledikleriniz olacak. Bunun ilk fakat candan, kalpten yapılan ve yapmaya zorla sevk edecek olan gençlik hareketlerini görüyoruz: Birlik. Darülfünunun bize artık bundan sonra tam bir nesil yetiştirmeye başladığını gösteriyor. İhtimal ki siz bunları okumadınız. Eğer okumadınızsa bildirin de gönderelim. Görün. Eğer okumamışsanız elinize alınca şaşıracak ve sevincinizden ihtimal kabınıza sığamayacaksınız. Sonra Atsız Nihal’in Çanakkale’ye Yürüyüş ismindeki kitabı bütün memleket gençliğini ve hatta bilhassa büyüklerini gaflet dünyasından intibah dünyasına sevk edecek bir kudreti haiz.Bence bütün bunların fevkinde tutabileceğim, mektebimin en kıymetli hocası Nahit Cemal. İster palavracı ister şöyle desinler, ister böyle desinler, özbeöz Türk evladı. İcabında cesim bir kitleyi sürükleyebilecek bir kudreti haiz olan bu adam her gün bize memleketin en iyi tahlilini yapıyor, iyi ve kötü cihetleri vazıh bir şekilde gösteriyor. Bazen yüzlerimizde payansız bir meserret ve bunun ifrata varmasından ileri gelen gözyaşları, bazen var kuvvetimizle hiddet, tehevvür ve bir şey yapamamaktan mütevellit acz gözyaşları ile lazım gelen kültür vesaireyi almaktayız. Şüphesiz canla başla çalışan ve gönülden şeyler söyleyen bu adamın, bu çok yüksek şahsiyetin bilaperva sarf ettiği manevi üzüntülü gayretler elbette boşa gitmeyecek. Bir semeresini gösterecek. Zavallı hocam. Haftada bize yani edebiyat şubesine herifin altı dersi var: Hemen hemen diyebilirim ki bu derslerden hiçbiri yoktur ki memleket işlerinden en heyecanlı bir suretle bahsedilmesin ve siyasete temas olunmasın. Sınıfa girdiği vakit gözüm onu dünyanın en diplomat ve âlim adamı olarak görüyor ve yine bizim babayiğit geldi diyorum. Sakın Nahit Cemal hakkında söylediğim bu sözleri bizim hiçliğimizden istifade ederek kandırdığı zehabında bulunma. Hayır, katiyen. Bütün ömrümce unutamayacağım şahıslardan biri. Zaten şimdilik benim üzerimde en çok tesir yapan üç kişiyi gösterebilirim ve bunlar bütün hayatım müddetince unutamayacağım ve ebediyen kendilerine minnettar kalacağım kimselerdir. Biri Enver, biri siz ve biri de Nahit Cemal’dir. Bunu sırasıyla söylüyorum. Gözümü ilk açan Enver olmuştur. Siz bunu takviye ettiniz. Nahit Cemal’de artık kemalini bulacak zannediyorum. Düşüncelerinin hiçbirinden tasarrufta bulunamayacağını ve her şeyi söyleyebilmek kudretini, hürriyetini haiz olduğu güne kadar hariçte umumi bir şey –dediğim gibi duyduğunu, gördüğünü– söyleyemeyeceğini, yazmayacağını, şimdilik kaleme karşı fevkalade düşmanlığı olduğunu söyleyen Nahit Cemal herhalde bu dediklerini talebesi tarafından tahkik ettirecek. Hiçbir şey yapamasa bile hiç olmazsa şunları yetiştirdim diye teselli olacak. Talebeye bugün her şeyi açıktan açığa gösteriyor. Ta ki ileride iş başına geçtiği vakit bu boşluklarını doldursun, hocasının dediklerini hatırlasın. Nahit Cemal nazarımda o kadar büyüdü ki onun hakkında ne yazsam azdır. İşte sizlerden ve daha birçok önayak olan kimselerden aldığımız hızla herhalde sizin istediğiniz bir adam olmaya çalışacağız. Dediğiniz gibi hayatın hiçbir salise ve saniyesinden yılmamaya azim ve her şeyi tabii görerek işe başlayacağız.
Zaten her işte muvaffakiyetin yegâne şartı yılmamak, ümitsizliğe, nevmitliğe kapılmamaktır. Edebiyat şubesine girdiğime çok, pek çok memnunum. Yukarıda söylediğim gibi Nahit Cemal bizi tam bir hayat adamı olarak yetiştiriyor. Bundan böyle de daima sizin kanaatlerinizden de azami derecede istifade etmek isterim. Tabii daima böyle şeyler isteyen sizler bunu yapmaktan hiçbir vakit çekinmezsiniz. Milletinin şimdilik Mecnun’un, Leyla’sıyla, Pol ve Virjini’yle, sevgilinin ay yüzüyle, keman kaşlar ve ok kirpikleriyle uğraşacağı sıra değil. Vatan, millet kaygısı gençliğin damarlarına aşılatmaya başladığı bir devir. Size daha uzun şeyler yazacak değilim. Kanaatlerimi az çok anlatabildiğimi zannedersem benim için ne bahtiyarlık. Baki selam ve hürmetlerimi sunar ellerinizden öperim.
Son sınıf 556
Sizi bir baba şefkatiyle seven talebeniz
Mustafa
Adil ve Ebazer size mektup yazmışlardı. Selamlarını bildirmeye hacet yok. Yalnız Pertev’in selamlarını yazabilirim.