“İnsanoğlu uygarlık yolundaki kanlı ilerleyişine başlamadan önce, ilkelliğin karanlığına giderek daha çok batmaya mahkumdur. Sayımız artınca ve herkese yer olmadığını hissettiğimizde birbirimizi öldürmeye başlayacağız”
Alıntısı ile başlayayım. 1912 yılında yayınlanan kitap, 2012 yazında dünyayı kasıp kavuran bir salgını ele alıyor. Üniversitede öğretim görevlisi olan Bay Granser bir uygarlığın çöküşüne tanıklık ederken; “ sabah kalktığımda şu koca dünyada yapayalnızdım… bir ben bir de midilli” diyerek kızıl vebanın ne kadar hızlı yayılan ölümcül bir hastalık olduğunu anlatıyor. Kızıl veba salgını ile alt üst olan sadece hayatın kendisi değil, aynı zamanda son derece gelişmiş olan teknolojinin bu durum karşısında nasıl çaresiz kaldığını, böyle zamanlarda insanların daha çok bencilleşerek yaşamak için çevrelerindeki her şeyi nasıl yok ettiklerini de çok etkili bir biçimde tasvir ediyor.
Kitap; kurgu olsun olmasın, her asırda, zorluklarla karşılaşan insanın hayat ve olaylar karşısında sergilediği tutum ve davranışları yansıtması bakımından da önemli olduğunu düşünüyorum
Kitapla ve sevgiyle kalın