Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Emin Âkif'in Hayatı Mehmed Âkif'in üç oğlu dünyaya gelmiştir: İbrahim Naim, Emin ve TahirErsoy. Büyük oğlu İbrahim Naim bir buçuk yaşında iken ölmüştür.[1] Eminortanca oğludur. Küçük oğlu Tahir (1916-2000) ise babası Tahir Efendi'nin (ö. h.1305) adını taşır.Âkif'in hayatı hakkında bilgi veren kaynaklar çocukları hakkında doyurucumalûmat vermezler. En başta, damadı Ömer Rıza Doğrul (ö. 1952)'un Safahatneşrinin başında verdiği malûmat yetersizdir. En yakın arkadaşlarından HasanBasri Çantay (ö. 1962)'ın Âkifnâme'sinde ise "Mehmed Âkif'in Doğumu veÂilesi" başlıklı bir bölüm olmasına rağmen yalnızca anne ve babası hakkındabilgi verilmiştir.[2]Emin Âkif'in hayatı hakkındaki ayrıntılar ise daha çok Reşad Ekrem Koçu ileM. Ertuğrul Düzdağ'ın eserlerindedir. Düzdağ'ın verdiği malûmata göre EminÂkif 1908'de İstanbul'da doğmuştur.[3] Mehmet Âkif'in İstiklâl Savaşı'nakatılmak üzere İstanbul'dan yola çıkarken yanına aldığı Emin o sırada 12yaşındadır.[4] Ailesinin diğer fertlerini bir müddet sonra Kastamonu'ya getirtiporada bir ev kiralayan Âkif, Emin'i de Kastamonu'ya göndermiş ve mektebekaydettirmiştir. Fakat Emin Kastamonu'da fazla duramayarak kaçmış, babasınınyanına, Ankara'ya gelmiş ve Âkif'le birlikte Taceddin Mahallesi'nde ikametetmiştir. Âkif, bir müddet sonra eşi ve diğer çocuklarını da Ankara'yagetirtmiştir. Fakat başkentin Kayseri'ye taşınma tartışmalarının yaşandığı İstiklâlSavaşı sıralarında eşini ve çocuklarını Kayseri'ye göndertmiş, yanında yalnızcaEmin'i alıkoymuştur. "Benim öldüğüm yerde oğlum da ölsün" diyerek baba-oğulcepheleri dolaşmışlar, halka ve askere moral verip düşmanın çıkardığı yangınlarasu taşımak gibi fedakârlıklarda bulunmuşlardır.[5]Emin Âkif, hatıralarında babasının kendisini yanında alıkoymasından iftiharlasöz eder, bunu biraz da onu diğer kardeşlerinden daha fazla sevmesine bağlar.[6]Mehmet Âkif, uzun süreli gidişinden önce de birkaç kez Mısır'a gitmiştir. 1923ve 1924 kış aylarını geçirmek üzere Abbas Halim Paşa'nın davetlisi olarakKahire'ye gitmiş, 1924 ve 1925 baharlarında İstanbul'a dönmüştür. FakatMısır'da kaldığı ilk iki kış döneminde İstanbul'da bulunan Emin Âkif, haylazlıkyaptığı için çok üzülmüş ve 1925 sonlarında uzun süreli olarak Kahire'yegiderken onu da yanında götürmüştür. Âkif daha sonra eşini ve küçük oğlu Tahir'i de yanına aldırtmıştır.Âkif'in Mısır'da iken Emin sebebiyle ne kadar tedirgin olduğunu, Kahire'dendostu Fuad Şemsi İnan (1886-1974)'a yazdığı mektuplar yeterince gösterir.[7]Gerek Fuad Şemsi'ye, gerekse diğer dostlarına yazdığı mektuplarında Emin'leilgili birçok husus dile getirilmiştir.Mektuplarda bir baba olarak Âkif'in oğlu hakkındaki endişelerini bütünaçıklığıyla görürüz. Onun İstanbul'da iken okula devamsızlık vb.davranışlarından duyduğu üzüntü; Mısır'da iken de Arapça ve İngilizceöğrenmesi için gösterdiği gayret ve teşvik, bu hususta yeterince gayretligörmediği oğlu hakkında esprili bir üslûpla dile getirdiği şikâyetler, eğitimiyleilgili gelişmeleri takipteki hassasiyeti, güreş ve yüzme gibi spor dallarındagösterdiği kabiliyetten duyduğu memnuniyet ayrıntılı bir biçimdemektuplarından takip edilebilir.
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.