16. yy başlayıp hayatı boyunca tiyatrolar ve soneler yazmış bir yazar olarak çok gelişmiş hayal gücü ve anlatımı olduğuna inanıyorum. Hatta yaşadığı çağda dahi olarak anılmış. Daha önce de birkaç kitabını okudum, kitaplarının kendine özgü bir büyüsü var ve okurken o büyülü dünyaya girip o uslanmaz aşığı bir balkon altında serenad yaparken hayal ediyorsunuz.
Aşkı betimleyen 154 soneden oluşan bu kitap, eşsiz doğa betimlemeleriyle, ironilerle yazarın iç dünyasının kağıda düşen gölgesi.
En sevdiğim sonesi;
"hiç can acıtmayanlar incitme gücü varken,
her şeyi yapabilir görünüp yapmayanlar,
kaya gibi duranlar başkasını sarsarken
tamaha sırt çevirip haram şey kapmayanlar
tanrı lûtfunun helâl mirasçısıdır hepsi,
doğa nimetlerini yok olmaktan esirger,
hepsi kendi yüzünün sahibi, efendisi;
bu yetkin erdemlere herkes bekçilik eder,
mevsime güzellikler getiren yaz çiçeği
yaşar kendi belirli ömrünü, ölür sonra;
ama kötü bir illet bozar bozma çiçeği
şanı makara olur en değersiz otlara.
en tatlı şeyler ekşir kötü işler yaparak:
ottan çok daha iğrenç kokar çürüyen zambak"