Onun yanında, sağında oturuyor, bardağını dolduruyordum. Evet, umulmadık bir mutluluk! Elbisesine sürtünüyor, onun ekmeğini yiyordum. Üç saat sonra yaşamım onun yaşamına karışıyordu! Nihayet o korkunç öpücükle, bize sessiz bir utanç esinleyen o sırla birbirimize bağlanmıştık.