Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Muazzam..Nadire-i Hikmet..Büyüleyici..
Balıkçı kızı Teresa’nın günahlarıyla inşa ettiği bir aileyi üç kuşak boyunca izleyen bir roman Kırık Ayna. Satırları hiç bırakıp gitmeyecekmiş gibi görünen adamları toprağa veriyoruz. Ellerimize doğan çocukları büyütüp evlendiriyoruz. Devrimler oluyor, kurulan tüm düzenin altüst olduğunu izliyoruz. Her şey olup biterken baki kalan tek şey hüzünlü bir Köşk ve onun mırıldanan, kımıldayan bahçesi. Rodoreda da savaştan ve sürgünden nasibini almış biri. Dünyanın gerçekliğinden biraz kaçıp kurtulmak istediği için belki, fantastik bir dünyada dolaştırıyor karakterlerini. Ve anlattıklarına karşılık gelecek kelimeler bu dünyada ikamet etmediği için, metaforlara yaslıyor sırtını. Defne ağacının size baktığı, mor salkımların aralarında konuştuğu bir bahçe, hayaletlerin döşemelerine sarılıp bir yere gidemediği bir Köşk. Öyle güçlü bir mekan yaratıyor ki yazar, içinden çıkamıyorsunuz. Dünyada bir yerde olduğuna kuşkunuz yok bunların. Ama enlem ve boylamları coğrafi bilimlere kayıtlı değil. Başka bir boyuttasınız. Bu kitaba tipik bir büyülü gerçekçilik örneği diyemeyiz belki. Ama büyü tüm sayfalarda kendini hissettiriyor. “Bir roman çok miktarda sezgiyle, belli miktarda öngörülmeyenle, ruhun can çekişmeleri ve dirilmeleriyle, coşkunluklarla, hüsranlarla, istemdışı hatıra rezervleriyle oluşur…Tam bir Simya.“ diyor ya yazar, öyle, bu romanın kendisi bir büyü. “Herkesin aşık olmaması gereken kişiye aşık olduğu ve sevgiden yoksun olanın nasıl olursa olsun aşkı aradığı bir romandır.” diyor Rodoreda. Roman boyunca aşk her yerde, ama hiçbir yerde durup dinlenirken, usulca saçlarını tararken ya da huzur içinde gözlerini yumarken göremiyoruz onu. Gizli saklı, yasak, uygunsuz ilişki ağlarında debelenip duruyor aşk. Stendhal’ın “ayrıntılar bir romandaki en önemli şeydir” sözünü referans veriyor son sözde. Ve sayfalar sayfalar boyunca konudan bağımsızmış gibi duran ayrıntıları okuyoruz. O hüzünlü bahçeye,bir yaprağa, bir kurtçuğa ayrılan zaman, karakterlerin ya da onca olup bitenin hiçbirine ayrılmıyor. Hayat o koca koca meselelerden ziyade, bu küçücük ayrıntılarda, yuvalanıyor çünkü. Çünkü insanlar ölüp gidiyor, devrimler olup bitiyor, ama bir defnenin salınışı baki kalıyor dünyada. İnsanın dünyadaki geçiciliği bu kadar hüzünlü, bu kadar güzel hissettirilemez diyorsunuz. Mekan yaratmaktaki ustalığına kafa tutan başka bir şeyse karakter yaratımı. “Bir yazar tanrı değildir. Yarattığı kişilerin içinden geçenleri bilemez.” diyen bir yazarı birkaç saniye düşünsenize. Karakterlerin her biri kişilik sahibi, bağımsız, yazarına kafa tutan, yaşayan ve çoğu ölüp gittiği halde, kitabı kapattıktan sonra bile zihninize seferler düzenleyen insanlar. Artık kimse bırakmıyor yarattığı karakterin yakasını malum. Nadire-i hikmet misin ey bayan Rodoreda diye sormak geliyor insanın içinden. Romandaki koca köşkün kaç kapısı varsa, bu romanın da o kadar kapısı var. Açtığınız her kapıda göz kamaştırıcı, çok boyutlu, zengin bir anlatım bekliyor sizi. Üzerinde uzun uzun uğraşılmış hissi vermeyen cümleler bekliyor. “İyi yazmaktan, aslolanı en yalın biçimde söylemeyi anlıyorum” diyor Rodoreda. Öyle yapıyor, iyi yazıyor. Kitabı kapatınca insanın kendi varlığıyla, mekanlarla, nesnelerle, zamanla kurduğu katmerli ilişkiyi düşünüyorsunuz. Ve sadece Rodoreda’nın zihninin yaratısı olan bir defne ağacının, bir çiçekli yaka iğnesinin hüznünü kim, nasıl uzanıp cebinize koydu bulamıyorsunuz. Var bir büyü. Edebiyata bin şükür.
Kırık Ayna
Kırık AynaMerce Rodoreda · Alef · 201944 okunma
··
2.058 görüntüleme
Emel Keleş okurunun profil resmi
Platformda sadece 13 kişinin okuduğu bir kitap düşünün, ki yazarından
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
, “Göz kamaştırıcı bir dille, günümüz edebiyatlarında bulunmayan bir güzellikte ve sağlamlıkta romanlar yazan bu görünmez kadın” diye bahsetmiş olsun. Valla, bi düşünün.
Tamara okurunun profil resmi
Fernando Pessoa
Fernando Pessoa
soruyorlar edebiyatı seviyormusunuz?oda cevap verir “hayır sevmiyorum..ben edebiyatın kendisiyim”…kalemine sağlık güzel olmuş 🌸🌺🍁
Emel Keleş okurunun profil resmi
Pesso’nın ruhu şad olsun. Birgün bize de yarısı edebiyattı derler umarım. Çok teşekkür ederim Tamara❤️🦋
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.