Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

520 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yüzyılın Fırtınası - Stephen KING (Bazı yaralar, hiçbir zaman iyileşmez.)
Acıların en büyüğü nedir sizce? Bu soruyla başlamak istedim incelememe. Tek kelime de olsa düşüncenizi yazmanızı istiyorum yoruma. Her şeyin iyi gitmesi hep korkutmuştur beni. Sanki her an kötü bir şey olacakmış gibi hissederim. Hayat uzun süren şeylere karşı olmuştur hep. Her güzel şeyin bir sonu var tıpkı her kötü şeyin olduğu gibi... Bir ada... Tıpkı
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
'nin
Son Ada
Son Ada
'sında olduğu gibi olumsuz olayların yaşanmadığı -yaşansa da gizli kaldığı- sakin bir ada... Hani
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
der ya, "Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir." Bu eserde de tam olarak böyle. Şehre bir yabancı geliyor ve o zamana kadar süregelen yaşam bambaşka bir boyuta taşınıyor. "Bana istediğimi verin, gideyim." Korku insana neler yaptırır? Can korkusu? Sevdiğin bir canın korkusu? Sevdiklerini korumak uğruna nelerden vazgeçebilir insan? Ne kadar sürede unutabilir insan sevdiğini? Bir yara ne kadar kanar? İyileşmeyen yaralar var mıdır? "Bazı yaralar, hiçbir zaman iyileşmez." (s. 491) Ne çok soru cevap buluyor kitapta... Korku, merak, acı, ölüm... Birçok duyguyu yaşatıyor adeta okurken... Eserin içine girmekten kendinizi alamıyor ve ne kadar acı varsa hepsini tadıyorsunuz okurken. Ve bazı yaraların bazı insanlar için gerçekten geçmediğini görüyorsunuz. Ne diyordu amirim Behzat Ç'de: "Her gün ne zaman unutucam diye soruyorum ben kendime. Her sorduğum zaman da her şeyi yeniden hatırlıyorum ben. Daha net. Unutamıyorum ben..." Unutamıyoruz acıları. Bazı acılar geçmiyor. Soğuk, karlı günler... Fırtına ile mücadele etmeye çalışan adanın sırtında belki de hiç olmadığı kadar bir yük var. Ve bazı yükler bazı insanlara ağır gelir. Taşıyabilecekler mi dersiniz? Acının adaleti var mı bilmiyorum. Ama bazı insanlar çok kolay atlatırken bazıları hayat boyu taşıyabiliyor. Michael de onlardan biri... Atlatma konusunda tam bizim gibi bir beceriksiz. Belki de kendinizi bulacaksınız onda. Ben buldum ziyadesiyle... "-Nesin sen? +Kaderiniz." (s. 292) Bazı insanlar kaderimiz gerçekten. Bazılarının kederimiz olduğu gibi... Geldiği yeri cehenneme çevirenler de var cennet kılanlar da. Kimilerinin cenneti kimilerinin cehennemi... İnsanlar kötü olaylar kendilerinin başına gelmedikçe kötülük yokmuş gibi davranıyorlar. Hatta içten içe sevinenler de var "Benim değil de onun başına geldi," diye. İnsan insanın cehennemi... Tıpkı bu eserde gördüğümüz gibi... "Her seçenek acıtırken hangisinin doğru olduğunu nasıl bilebilirsin?" (s. 504) Hayat bazen seçim şansı tanımıyor. Bazen de tüm seçenekler birbirinden can yakıcı olabiliyor. Kaybet - kaybet çatışması yaşıyor ve hangi durumda daha az canımız yapacaksa ona yönelmeye çaba harcıyoruz. Ama her durumda canımızın yandığı gerçek. Ve bazen hiçbir yara bandı yaramızı sarmaya yetmiyor. Korku - gerilim olarak ilerleyen eser bir dram oldu bende. Öyle kayboldum ki eserin içinde, kapağını kapatmış olsam da halen çıkabildiğimi düşünmüyorum. Hele son sayfaları içimi parça parça etti adeta. Öylesi bir acıya yüreğim dayanır mı diye çok düşündüm. Halen de düşünüyorum. Biri geliyor ve "Bana istediğimi verin, gideyim," diyor. Bakakalıyorsun ardından. Hayat biraz da kaybettiklerimizin ardından bakakalmak değil mi? Spoiler vermeden eserin bende uyandırdığı duyguları sizle paylaşmaya çalıştım. Yıllar oluyordu Stephen King okumayalı. Sanırım bundan sonra arayı bu kadar açmayacağım. Keyifli okumalar kıymetli kitap dostları...
Yüzyılın Fırtınası
Yüzyılın FırtınasıStephen King · Sayfa 6 Yayınları · 2017582 okunma
··
3.079 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.