Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Osmanlıda Seks
Kitabın yazarı
Murat Bardakçı
Murat Bardakçı
kitabın ön sözünde şöyle bir tanım yapıyor. Yüzyıllar öncesinden kalma metinler, okunduklarında cinsel tahrike sebep olmalarının aksine bir mizah duygusu uyandıracak, hatta bazı bölümleri kahkahalar yaratacak şekildedir. Üstelik bunlar, Hintliler'in "KamaSutra"sı veya Araplar'ın "Kokulu Bahçe"si gibi, doğunun cinsellik klasikleriyle boy ölçüşebilecek zenginlikte bir cinsellik edebiyatına sahip olduğumuzu da kanıtlamaktadır. Okuyucuyu dedelerimizin, büyük dedelerimizin, hatta nesiller önceki atalarımızın okuyup zevk aldığı cinsel metinlerle başbaşa bırakmadan önce tekrar söyleyelim... Kitapta yeralan metinler ve anlatılan olaylar, bazı çevrelere aykırı gelecek olsa bile yüzyıllar öncesinden günümüze kadar uzanan bir geleneğin halkalarıdır ve "bizim" öykümüzdür. * Kitabın ilk bölümlerinde oldukça müstehcen diyeceğimiz cinsellik hakkındaki bilgiler günümüz türkçesinden oldukça uzak bir dille tekrar tekrar ifade ediliyor. Kitabı üç bölüm olarak değerlendirmiş olursak birinci kısım adeta kamasutra çeşidi tarifi gibi okurken sıkılıyorsunuz Ikinci kısımda eşcinsel ve lezbiyen ilişkilerden argo sayılabilecek şiir ve gazellerden din açısından kına düğün zifaf vb cinselliğin nasıl olacağına MÜRŞİD-İ MÜTEEHİLİN (Evlileri İrşad Kitabı)  diye bir kitaptan alıntılardan bahsediyor. Okurken bu kadar saçmalık ancak o çağda olur diye gülümsüyorsunuz. Şarkılarda erotizm örneklerine de yer vermektedir. Anlayana aşk olsun diyesi geliyor insanın. "Gelince hatt-ı mû-anber o meh cemâlimize, Yazıldı mebhas-i sevda, kitâb-ı hâlimize...". Anlamı kaybolmadan... - Yüzlerce yıldan buyana, özellikle İstanbul beyzadelerinin elinde dolaşan bir şiir vardır. Güya Dördüncü Murad, şairlerden birine, "Bana öyle bir gazel yaz ki, ilk mısralar çok ağır bir anlam versin, ikinci mısralar bu anlamı silsin ama şiirin metninde bir kesinti olmasın" buyurmuş. İşte, yüzyıllardır İstanbullu beyzadelerin akıl defterlerine kaydettikleri, bazan kitaplarının boş sayfalarına kasten okunaksız bir yazıyla yazdıkları ve meclislerde karşılıklı tebessümlerle okudukları bu gazelin aslını, vezni bozuk bir şekilde de olsa, Ali Ufki'de buluyoruz "Ey büt-i şîrin dehan, kameti serv-i revân Bir gececik gelesin bizim odaya hemân Sen gelicek kapıya ite ite vereyim Taşradan içeriye mahbubuın hub-u zeman Sen geçip oturasın, ben durup az az koyam Bir kadehin içine sağ-ı mey-i erguvan Serhoş olup yalasın dun ile kalkanı idem Ekşilice çorbayı sana mahmur ey civan Şöyle uram içeru, hiç kalmaya dışaru Düşmeninin bağrına hançer-i tiq-ı bürran Lâle-had mey içireni baş edüben gecirem Parmağına ey sanem hâtem-i zerrin nişan İki tutam az mıdır anla deyu sokayım Bu lâle ve nergisi sarığına ey canan Gayet hoşuma gelür bir ağaç kim erdeke İki bölük zülfüne misk-i anber-feşân Sen her sabah gelesin, Ahmed'ine veresin Hoca selâm aleyküm, şahım aleykümselam" Gazelin sonraki yüzyıllarda elden ele dolaşan biçimi ise, şekil açısından daha düzgün: "Eğiliver sokayım iki tutam az mıdır Lâle ile sümbülü başına ey nevcivan Bizim eve gelesin, ben kuluna veresin Selâmüke aleyküm, diyem aleykümselam Bizim eve gelince ite ite girdirem Dış kapıdan içeri izzet ile ve'l-ikrâm Bacakların kaldıranı, dibine dek daldıram Ayağına çizmeyi, olasın yola revân Önüne diz çökeyim, ılık ılık dökeyim Ol gümüş ibrik ile destine âb-ı revân Ruhsatınla çıkarıp iki yana sallayım Şu kılıcı kalmasın dünyada sana düşman İzin ver de sarılıp kucaklayıp öpeyim Eşiğinin taşını, toprağını ey sultân Sen önümdem gidesin, ben ardından sokayım Ard eteğin beline, çamur olmasın ammân Gel gidelim hamama, sürtüştürem ben sana Kese ile sabunu, rahat etsin cism-ü can Mest oluben içirem, tükrükleyip geçirem Parmağına ey sultan, hâtem-i zerrîn-nişân" Fahişeliğin Osmanlılar'daki "resmî" tarihi, oldukça geç başlar: 1565 yılında... Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinde ilk kez 1680 yılında  "recm", yani "gayrimüslim bir erkekle zina yapan Müslüman kadının taşlanarak öldürülmesi" cezası uygulanıyordu., Yavuz Sultan Selim zamanındaki ilk jigololardan da kitapta bahsedilmektedir. Sözün özü kitap +18 lik bir kitap diyebilirim.
Osmanlı'da Seks
Osmanlı'da SeksMurat Bardakçı · İnkılap Kitabevi · 2009235 okunma
·
915 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.