Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsanlığın tek dini..
Dünyayı yeniden kurmak için önce onu baştan başa kucaklamak, sarmak gerek. Ama dünyayı böyle kucaklayanlar, ona yeni bir biçim verenler, işe makinenin bir çarkı olmakla başlamadılar mı? Ben ezilip giderdim arada. Kılıç Muhammed'in, haç İsa'nın olsun, bana sessiz sedasız ölüm yeter. Yarın Blois'da, birkaç gün sonra bir tabutta. Neden biliyor musunuz? Çünkü sabırla Almanya'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın altmış yıldan beri yayınladığı kitapları okuyup çocukluk görüşlerimdeki derin gerçeğin doğruluğunu anladıktan ve dinler üstünde uzun incelemeler yaptıktan sonra yeniden Swedenborg'a döndüm. Şurası kesin ki Swedenborg bütün dinlerin, daha doğrusu insanlık dininin özünü veriyor bize. İnançlar sayısız biçimlere girmiş, ama ne anlamları, ne de metafizik yapıları değişmiş. Kısacası insanlığın tek dini olmuş. Tibet'te, İndus Vadisi'nde, Ganj'ın geniş ovalarında gözünü yaşama açan Şiva, Vişnu, Brahma dinleri, insanlığın bu ilk üç dini İsa'dan birkaç binyıl önce Hint Trimurti'sini[26] kabul ederek savaşlarını bitirmişler. Trimurti bizim kutsal üçlümüzün karşılığıdır. Bu dogmadan İran'da Mecusîlik, Mısır'da Afrika dinleriyle Musevilik doğmuş, daha sonra da Kabyr'lerle[27] Yunan-Latin uluslarının çoktanrılılığı çıkmış. Trimurti'nin saçtığı ışık insanların yarı-tanrı mertebesine çıkardıkları Mithra, Bakkhos, Hermes, Herakles benzeri bilgelerle yayılan Asya söylencelerini her ülkenin imgelemine göre uygularken, ilk üç dinin ünlü yenileyicisi Buddha, Hindistan'dan yükselmiş ve kilisesini kurmuş. Bugün de bu dinin Hıristiyanlıktan iki yüz milyon fazla inananı vardır; İsa'yla Konfüçyüs'ün büyük öğütleri bu dinin ırmağında yıkanmıştır. Derken Hıristiyanlık, sancağını açmış. Onun ardından Muhammed, Musevilikle Hıristiyanlığı, Tevrat'la İncil'i bir kitap halinde Arapların dehasına uydurarak Kuran'ı meydana getirmiş. Son olarak da Swedenborg, Mecusîliğin, Brahma, Buddha dinlerinin, Hıristiyan mistikliğinin ortak, tanrısal, gerçek yanlarını alarak bu doktrinlere sanki matematik bir anlam vermiş. Kurucularının hepsini tanımadığımız bu dinlerin ırmağına atılanlar, Zerdüşt'ün, Musa'nın, Buddha'nın, Konfüçyüs'ün, İsa'nın, Swedenborg'un aynı ilkelere dayandıklarını, aynı amaca yöneldiklerini bilirler. Ama bunların hepsinin sonuncusu Swedenborg, belki de Kuzey'in Buddha'sı olacaktır. Kitapları biraz zor anlaşılır ve karışık da olsa, görkemli bir toplum anlayışının temelleri vardır onlarda. Tanrısal erke dayalı yönetim sistemi yücedir; dini de üstün bir zekânın kabul edilebileceği biricik dindir. Yalnızca o eriştirir, yalnızca o Tanrı'ya susatır insanı; öteki dinlerin kundak bezleri içine tıktığı tanrısal görkemi bağlarından o kurtardı. Tanrı'yı olduğu yerde bıraktı; sayısız yapıtlarıyla yaratıklarını da, Katolik mezhebinin sonsuz yaşamından daha doğal, daha yakın bir geleceğe götüren art arda dönüşümlerle onun yörüngesinde topladı. Ne adalete, ne de merhamete sığmayan bir düzende, bir anda işleniveren bir günahın cezasını sonsuza dek çektirdiği için onu kınayan yufka yürekli insanların suçlamalarından akladı Tanrı'yı. Her insan başka bir yaşama geçip geçemeyeceğini, bu dünyanın bir anlamı olup olmadığını bilebilir. Bu deneye ben de girişmek istiyorum. Kudüs'ün haçı, Mekke'nin kılıcı kadar, bu girişim de dünyayı kurtarabilir. Onların ikisi de çölün çocuğuydu. İsa'nın otuz üç yıllık yaşamından yalnızca dokuz yılını biliyoruz; yaşamının şanlı bölümünü sessiz sedasız geçen öbür bölümü hazırlamıştı oysa. Öyleyse benim de çöllere düşmem gerek!" 26* Sözcüğün aslı Sanskritçedir, üç ve beden köklerinden oluşmuştur. 27* Fenikelilerden eski Yunanlılar geçmiş bir kült. (ç.n.)
Sayfa 78 - Türkiye İş B. Kültür Yayınları
·
243 görüntüleme
Johnny Five okurunun profil resmi
Iyice merak ettim Swedenborg'u. Neyse Louis Lambert'i okurken araştırırım...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.