Günün her saatinde, hemen her çadırda bir çocuğun öksürdüğü, bir kadının ağladığı, bir ihtiyarın inlediği duyuluyordu ve birkaç günde bir de, ölen bir çocuğun ya da bir kadının anasının, babasının, ya da kocasının çığlıkları önceki seslere katılıyor, hepsi birden, ulu bir ses kafilesi halinde, kasabanın dışında, çadırların üstünde, havaya doğru yükseliyor, yukarıda rüzgârla sallanıyor, dağılıyor, küçük küçük parçalar ayrılıyor, sağa sola serpiliyor, sonunda duyulmaz oluyordu.
Sayfa 98 - Evrensel Basım Yayın