Stefan Zweig'ı okuyan nitelikli okuyucular onun aslında çok iyi bir biyografi yazarı olduğunu bilir. Bence novella ve romanlarından ziyade dünya edebiyatına yaptığı en önemli katkılar bu biyografiler ve deneme yazılarıdır. Bir insanın yaşamını edebi bir akıcılıkla aktarmak ve aynı zamanda yaşadığı çağın düşünce iklimini, siyasi iklimini de objektif bir şekilde yansıtmak hiç de kolay değildir. İşte Zweig bunu tam anlamıyla mükemmel derece yapan bir yazardı. Yarının Tarihi kitabında bahsettiği yazarlar ve şairlerde döneminde damga vurmuş ve bugün hâlâ en çok okunan yazarlar. Bu da Zweig'ın dünya vatandaşı olabilmiş ve evrensel eserler yazabilen insanları tanıma özelliğini gösteriyor. Onun eserlerinde hep hümanist yanı ile ön plana çıkan bir karakter mutlaka vardır. Bu karakter dünya görüşüyle ve vicdanıyla dünyanın her yerinde yaşayabilecek kabiliyete sahiptir. Tıpkı Zweig'ın kendisi gibi. Özellikle Erasmus'un biyografisini yazarken onun Latince gibi evrensel bir dili konuşup Reform hareketinin öncüsü olma özelliğini anlatırken sürekli vurguladığı iki kavram vardı; "dünya vatandaşı olmak" ve "bütünleşik bir Avrupa"... Nazi döneminde Avrupa'nın o ortak mirasınını unutması, evrensel ahlak ve değer yargılarının hiçe sayılması, insan ruhunun geri döndürülemeyecek şekilde kirlenmesi Zweig çok üzmüş, savaş kazanılsa bile artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşünüp canına kıymasına sebep olmuştur. Onun ölümünden çok geçmeden Avrupa Birliği kuruldu. Ama ne kadar onun düşündüğü ve istediği gibi oldu orası tartışılır. Bugünün Avrupa'sını daha iyi anlamak için Zweig bu eseri ışık tutan ve ufuk açıcı bir eser.

Yarının TarihiStefan Zweig · Can Yayınları · 1991535 okunma

··

326 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.