Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger
6.6/10 · 59,3bin okunma
·
824 görüntüleme
Handan⠀ོ okurunun profil resmi
Kendime Not: (umarım henüz kitabı okumayan birinin gözüne takılmaz 😅) Öncelikle eseri en genel bakışla değerlendirmek gerekirse bana göre işlenen temel tema; bir gencin yalnızlığında bocalayıp kendi yolunu bulmaya çalışması. Pek çok farklı şekilde yansıtılan bu yalnızlıkta kahramanımız, konuşmak istediği tek bir kişi olmasına karşın "birinin onu dinlemesi" ihtiyacını karşılamaya yönelik her türlü ihtimale yönelmekte. Eserde dikkat çeken şeylerden biri kahramanımızın yalnızca bir iki gününün aktarılmasına rağmen gözümüzün önünde yıllar geçmişcesine biraz daha olgunlaşması oluyor. Yazar muhtemelen bu durumu keşfetmemizi istemiş, öyle ki kitabın bir yerinde en ufak bir şeyin bile bir kişinin değişmesine, büyümesine neden olabileceğini belirtmiş. "Çavdar tarlasındaki çocuklar" ifadesinin alt metinlerini yorumlamaya gelince, bu cümleyi ilk kez yolda kötü durumda olabileceği düşünülen bir çocuktan duymaktayız. Bu ifadenin öne çıkması kahramanın ileride çavdar tarlasındaki çocukların düşmelerini engellemek istemesiyle oluyor. Aynı zamanda yer yer kahraman tarafından çocuklara karşı hassasiyet ve acımayı görüyoruz. Şimdi biraz derinlemesine düşünürsek aslında kahramanımızın kendisi de kitap boyunca yalnızlığıyla birlikte çavdar tarlasından düşmemek için bir arayış içinde. Bu noktada değinmek gereken bir öğretmen modeli de mevcut. Kendisine saygı duyuluyor hatta intihar eden bir çocuğa başka birinin etmeyeceği şekilde yardım etmesinden etkilenilmesinden bahsediliyor ve çavdar tarlasının çocuklarını koruma fikrinin buradan doğması oldukça muhtemel. Zira bu kişi ingilizce öğretmeni ve kahramanımızın tek iyi dersinin ingilizce olmasında muhtemelen katkısı var, çünkü başarısız derslerin nedeni isteksizlik ve kendi doğrusuna terslik olarak öne çıkmakta. Ve bu durum da öğretmeninin kahramanın hayatına etkisinin olduğunu destekler nitelikte. Bununla birlikte en sonunda kahramanımızın öğretmeniyle yaşadığı tatsızlık sanırım onu tamamen yalnızlaştırmaya ve tek idealini de sarsmaya yönelik. Göze çarpan bazı detaylardan bahsetmek gerekirse kitapta yer yer tekrarlanan olgu ve durumlar okuru anlam ilişkisi aramaya sevkediyor. Örneğin ördeklere soğuk havalarda ne olduğu ve avcı şapkası meselesi. Eğer bu iki olgunun genel bir anlamı varsa ve kitapta yer alan her hangi bir düşünce veya duruma hizmet ediyorsa oldukça etkileyici bir detay olurdu. Son olarak olumlu ve olumsuz en genel fikrimden bahsetmem gerekirse bence kitabın en rahatsız edici yanı üslubu. Genç bir bireyin okumasına üslup, örnek olamayacak davranışlar ve ististismar mevzuları nedeniyle uygun olmadığını düşünüyorum. Öte yandan beni en çok etkileyen şey ise nedense kahramanımızın kitabın baştan sonuna kadar Jane karakteriyle konuşmak isteyip hep bir bahaneyle konuşamaması oldu.
Handan⠀ོ okurunun profil resmi
"Bir şeylere üzülüyorsam, tuvalete gitmem gerekse bile gitmem. Üzülmekten gidemem. Üzülmeyi bırakıp gidemem." "Birdenbire kendimi felaket yapayalnız hissetmiştim. İçimden neredeyse ölmek geçti." "Bazı herifler kaybettikleri bir şeyin peşinde günlerce koştururlar. Kaybedince üzüleceğim bir şeyim olmadı hiç." "Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın, Tanrı aşkına; özellikle de, hayatta olanlardan bin kez daha iyi kalpli bir insansa?” "Ama sizi pek fazla ilgilendirmeyen bir şeyi anlatmaya girişmeden önce, en çok neyin ilginizi çektiğini bilemiyorsunuz çoğu zaman." "Bence, birisi bir şey hakkında en azından ilginç bir şey söylüyor ve bunu heyecanla yapıyorsa, bırakacaksınız, anlatsın." "Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir." "Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim. Çılgın bir şey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim." "Asla güzel ve huzurlu bir yer bulamıyordunuz, çünkü böyle bir yer yoktu. Var sanıyordunuz, ama siz oraya varır varmaz, sizin bakmadığınız bir sırada biri gizlice gelip, burnunuzun dibinde, “Seni ...” diye yazıveriyordu." "Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.