Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Emirdağ, "Onun talebelerinden zarar gelmez..."
"Buralıyım." dedi. Yaşı 60'ın üzerindeydi. Buralı olduğuna göre
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Hazretlerini görmüş olacağını düşünerek, "Zamanında bu çeşmeden büyük bir zat abdest alır, namaz kılarmış; gördünüz mü?" diye sordum. Başını "evet" manasında salladı. Belli ki istibdat devrinin korku izleri silinmemişti. Koluna girip kalabalıktan uzaklaştırarak, "Biz onu çok severiz. Siz onu burada hiç gördünüz mü?" diye soruyu tekrarladığımızda itimat telkin etmiş olacağız ki "Evet, Bediüzzaman Hazretleriydi; çok görürdüm, burada..." dedi. Hemen teyzeyi arabamızın yanına götürerek, anlatacakları için teybi çalıştırdık. "Burada Bediüzzaman'ı nasıl görürdünüz?" "Devamlı talebeleriyle buraya gelirdi. Biz de görürdük. Namaz kılardı." "Nerede namaz kılardı?" "Aha, şurada, ağaçların altında. Ora bizim bahçemiz, tarlamız. O her yerde durmazmış; ama orada durur, namaz kılardı. Orası dokunmuyordu, herhalde..." "Biraz önce demiştin; sizde çay mı içmiş?" "O uşaklar var ya; yanındaki uşaklar, bize geldiler." "Talebeleri mi?.." "He." "Ne dediler?" "Ben hemen kocakarıyı çağırdım." "O kim oluyor?" "Kocamın anası. Şimdi Allah var, benim de adamım burada karakoldaydı," "Ne iş yapıyordu, orada?.." "Karakol kumandanıydı. Orduluydu, ondan sonra burada beklemede kaldı." "Peki, kocakarıyı çağırınca ne dedi?" "Dedi ki: 'Bunlar bu adamın talebeleri. Bu, çok büyük bir zat. Bunlardan hiç zarar gelmez."" "Talebelerinden zarar gelmez.' mi dedi?" "He, 'Onun talebelerinden zarar gelmez.' dedi."
·
282 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.