"Gün, katı ve kefen kumaşı kadar sert. Ama yumuşayacak; ısınacak. Bu saatte, bu erken saatte, benim tarla olduğumu, ağıl olduğumu, ağaçlar olduğumu düşünüyorum; kuş sürüleri benim ve neredeyse üzerine basacağım sırada zıplayan o küçük yaban tavşanı da öyle. Geniş kanatlarını tembel tembel geren balıkçıl kuşu da benim; gürültüyle bir şeyleri çiğnerken, bir ayağını diğerinin önüne çıtırtıyla koyan inek de; saldıran yabani kırlangıç da; gökyüzündeki soluk kırmızı renk ve kırmızı yok olduğunda, yerini alan yeşil de; sessizlik ve çan da; at arabasını tarlalarda süren adamın seslenişi de - hepsi benim."