Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Julia, birden, "Sana ihanet ettim," deyivermişti. "Sana ihanet ettim," demişti Winston da. "Bazen," demişti, seni aklının ucundan bile geçmeyecek öyle bir şeyle tehdit ediyorlar ki, dayanamıyorsun. O zaman, 'Bana yapmayın, başkasına yapın, bilmemkime yapın' deyiveriyorsun. Sonradan, bunun yalnızca bir numara olduğuna, sırf onları durdurmak için söylediğine, aslında öyle düşünmediğine inandırabilirsin kendini. Ama öyle değil işte. O sırada bile isteye öyle söylüyorsun. Kendini kurtarmanın başka bir yolu olmadığını düşünüyorsun, kendini kurtarmaya can atıyorsun. Ötekinin başına gelmesini bal gibi istiyorsun. Ne acılar çekeceğini umursamıyorsun. Yalnızca kendini düşünüyorsun." "Yalnızca kendini düşünüyorsun," diye tekrarlamıştı Winston. "Sonra da, ötekine karşı eskiden duyduklarını duyamıyorsun artık." "Haklısın," demişti Winston, "duyamıyorsun."
Sayfa 315Kitabı okudu
·
63 görüntüleme
Nida okurunun profil resmi
Kitapta beni en çok etkileyen kısım, evet davranışlar hükmettiler, tamam, reflekslere, mimiklere, rüyalara kadar kontrol ettiler tamam, sonra düşünceye de el koydular, zor oldu, çok zor oldu ama düşünmeyi de tamamen değiştiler ama Winston'un ve benim, en başından beri kibirli bir gülümsemeyle direttiğimiz "kalplerin içine giremezler, yüreğin hışırtısını duyamazlar" dediğim... Belki Winston için bunun adı Julia idi ama benim için daha derin ve soyut bir kavram (fakat belki de oradan bakmamalıyım) Fakat sonra girdiler işte. Sevgiyi kaldırdılar ortadan. Ve işin tuhafı... Belki beden işkenceleri değil ama... Zaman bize bunu yapmıyor mu?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.