Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Özlenen topraklar neresi? Altaylar’dan Doğu Sibirya’ya kadarki Orhun ve Selenge’nin indiği Kuzey Moğolistan ovaları mı? Orta Asya’nın Seyhun ve Ceyhun nehirleriyle işaretlenen bölgesi mi? Tanrı Dağları’nın doğusu mu? Dağların öte yanındaki Tarım havzası mı? Seyhun’un kuzeyinden başlayıp ta Avrupa içlerine uzanan sonsuz step mi? Horasan’la andığımız İran yaylaları mı? Bütün bunlar, örneğin Orhun yazıtlarıyla, yine örneğin Buhara kenti arasındaki kuş uçuşu mesafenin, İstanbul’dan İzlanda’ya kadarki mesafeye neredeyse eşit olduğu düşünülürse fazlaca ince eleyip sık dokumak da sayılmaz. Bu karmaşada efsanenin sürekliliği nasıl sağlanacak? Belki efsaneden ve efsanevi topraklardan vazgeçip sadece dilin kaderiyle ilgilenmeli. Karahanlılar ile Oğuzların farklı zamanlarda ve farklı yollardan İslam’a geçmiş olma ihtimalleri bile bir sorun Osman’a göre. Oğuz Han destanındaki, Oğuz’un İslam’a direnen putperest babası Kara Han ile savaşı; Karahanlı Buğra Han’ın putperest amcası Oğulcak Han’la mücadelesine ne kadar da benziyor diye düşündü: “Duydum ki ey budunum, babam dinimi duymuş / Beni de öldürmeyi artık aklına koymuş. / Askerini toplamış, üstüme gelecekmiş, / Hayatıma son verip beni öldürecekmiş! / Benim yanıma gelsin, beni sevenler bana! / Onun yanına gitsin, onu sevenler ona!”
Sayfa 55 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.