Gönderi

352 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
“Kahramanlık şiirleri okuyan ve komando üniforması giymiş beş yaşındaki çocuklar kadar asker olan bizler,bu vatan için öleceğiz,çünkü ne savaşmayı biliyoruz,ne de hayata dair bir umudumuz var.” Yer altı edebiyatını her zaman severek okumuyorum fakat çok başarılı buluyorum bazı yer altı edebiyatı yazarlarını,onların zekice değindiği hayatın o puslu yanlarını dile getiriş tarzlarını ve bu alanda iyi olmanın gerçek bi zeka ve dahilik gerektirdiğini düşünüyorum.Günday’da da bu var bence. Tarihi,edebi,fantastik,psikolojik ve biyografik unsurların hepsinden biraz alıp ortaya başarılı bir iş çıkarmış.Satırlar sona erdiğinde askerliğini adeta uçucu bir madde kullanarak geçirmiş ve onun etkisiyle olaylar,yer ve zamanın dışına çıkmış bir gözlemciyi okuduğunuzu sanıyorsunuz.Öyle ki zamanın olayların ve evrenin ötesinden her şeye baktığında olayların içyüzünü de görebilen bir gözlemci bu.Rüyalarında o Atatürk’ü öldürürken geçmişte Ziya Hurşit de gerçekte öldürmeyi planlıyor.Yer yer geçmişe gidiyor,Atatürk’e suikast girişiminde bulunacak kişi Ziya Hurşit ile yüzleşiyor.O Ziya Hurşiti kurtarmak durdurmak istiyor,Ziya Hurşit de askerliğini yaparken intiharın eşliğine gelmiş bu genci durdurmak istiyor.Belki de o Ziya Hurşiti durdursa olayların seyri çok farklı gelişecek.Geçmiş geleceği belirleyen ağları ile ustaca örülmüş ve bu ağları ören eller,usta eller ileride o ağlarda yaşayan toplulukların nasıl değişeceğini ve usta ellerin yaşadıkları bilince belki de asla ortak olamayacaklarını düşünüyor bu genç.Ve Atatürk’ün altında “Gazi dinleniyor.” yazan fotoğrafına bakarak şunları söylüyor; “Gazi dinleniyor.Ama dinlenmiyordu.Atatürk’ün yüzlerce fotoğrafını görmüştüm.Bu fotoğrafta dinlenen bir adam yoktu.Böyle bir adam görmüyordum.Ben bu fotoğrafta bizden bıktığı için gözlerini kapatan birini görüyordum.Hepimizden,her şeyden bıktığı için,bize bakmaktan vazgeçmiş birini görüyordum.Kurtarmak istediği insanların gerçekte bir sahtekarlar sürüsü olduğunu,onca çabasının hiçbir şeye değmeyeceğini düşünen bir adam görüyordum.Her şeyi bırakmak,her şeyden vazgeçmek,her şeyi s..r etmek isteyen bir adam.Hiç farketmez diye düşünen bir adam.Ölerek donmayı ya da donarak ölmeyi bekleyen bir adam.Bu yüzden kapalıydı gözleri.Üşüdüğünden değil,duymamak için kapatmıştı kulaklarını.” “Zorunlu askerlik hizmeti emek,zaman,ve kaynak israfıdır…Sosyo ekonomik açıdan geri bırakılmış toplumun zorunlu askerlik hizmeti yolu ile olumlu anlamda biçimlendiği düşüncesi asla geçerli değildir…” gibi sözleri ile sadece 20 yaşında ergenlik çağındaki bir gencin aforizmaları olarak değil de toplumsal bir sorunsalı dile getirip sorguluyor yazar ve en sonunda “Şu an donarak ölmekte olan Mehmetçiklerimize buradan kucak dolusu sevgiler” diyerek bitiriyor romanı.
Ziyan
ZiyanHakan Günday · Doğan Kitap · 20195,1bin okunma
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.