Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
43 günde okudu
Aylar önce okuduğum bu kitap hakkında bir inceleme yazmak istedim. Öncelikle kitabın bir yerinde şöyle bir tanım yazıyor: "Bu kitap ne ciddi kavgaların, ne büyük ve yaygın sıkıntıların, ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap, mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır." İşte Tutunamayanlar tam bu tanımda, bireyi konu alan, psikolojik yönü ağır basan bir romandır. Tutunamayanlar okurken çok büyük bir kültür birikimi gerektiriyor. Üzerine yazılmış bir makaleyi okuyarak bu eksikliği kapatmaya çalışmıştım ben. Siz de kitabı daha iyi anlayabilmek açısından bu kitap üzerine yazılmış makaleleri okuyabilirsiniz, daha verimli olur. Anlamadığımız bir şey nasıl güzel gelsin ki zaten? Anlamayıp, "burada ne demek istiyor şimdi?" dememiz gayet doğaldır elbette, özellikle kitabı başında çok sıkıcı bulmuş ve böyle düşünmüştüm. Ama inceleme makalesini okuduğumda "şurada bunu anlatmak istemiş, burada şuna değinmiş demek" gibi aydınlanmalar yaşamıştım. Ayrıca kitabın başı biraz sabır istese de ortalarına doğru akıcılaşıyor. Kitap Turgut Özben'in arkadaşı Selim Işık'ın intihar etmesi üzerine, buna anlam veremeyip Selim'in böyle bir şeyi neden yaptığını anlamak istemesi, bir araştırma sürecine girişmesi ve bu süreçle birlikte kendi benlik arayışına doğru olan yolculuğunu anlatıyor. Bu konusu bakımından
Kara Kitap
Kara Kitap
romanıyla oldukça benzerdir. O kitapta Galip'in benlik arayışına şahit olduğumuz gibi Tutunamayanlar'da da Turgut'un benlik arayışına şahit oluyoruz. Kitapta toplum, özellikle aydın kesim, gösteriş toplumu oldukça eleştiriliyor. Örneğin kendi de bu aydın kesimin içinden olan Turgut, Selim'den özenerek evini kitapla doldurmuştur. Fakat okumaz. Bunun kendi de farkındadır. İç hesaplaşmalarının birinde; "... alır okumaz, sözde aydın Turgut Özben" diyerek kendini eleştirir. Bu arayışta Selim'in arkadaşları ve sevgilisi ile görüşür, onlardan bilgi toplar. Selim'in evinden onun notlarını, günlüklerini okur. Bu yolculuğun sonunda ise trende karşılaştığı bir gazeteciye bu notları vererek yayımlamasını ister ve kendi kayıplara karışır. Olay akışına değinecek olursak, kitap hikâye içinde hikâye şeklinde kurgulanmıştır. Buna edebiyatta üst kurmaca tekniği diyoruz. Yani bizler Turgut'un gazeteciye verip yayımlamasını istediği notları okuyoruz. Yayımlayıcının Notu bölümünde bunu görüyoruz. Romanın kurgusunda üç temel öykü var. Tutunamayanlar'ın öyküsü, Selim Işık'ın öyküsü ve Turgut Özben'in öyküsü. Olay belirli bir kronolojik sıraya göre gitmiyor. Bilinç akışı tekniği çok fazla kullanılmış. Bu tür postmodernist tarzda yazılmış romanların özelliği budur zaten. Belirli bir kronolojik sıraya bağlı kalmazlar. Konudan konuya, zamandan zamana atlanır. Son olarak Selim karakterine değinmek istiyorum. Selim kalabalıklar içinde yalnız kalmış, kendini hiçbir yere ait hissedememiş, toplumdan uzaklaşmış, hassas ve ince ruhlu bir karakter. En ufak şeyleri bile kafaya takan, düşünen düşündükçe azap duyan bir karakter. İç sıkıntısı o kadar büyük ki bu sıkıntının onu ölüme götürdüğü bir karakter Selim. Ah Selim! Onun notlarını gözlerim dolu dolu okudum. O acı çeken ruhunda kendimi gördüm. Hepimizde biraz Selimlik var. Ne yazık tutunamıyoruz bu hayata. Kitabın bir yerinde "Büyümek, yalnızca tutunanlara gerekli" diyor. Çoğumuz çocukluk yaralarımız ve travmalarımızla hep bir yanımız çocuk kalıyoruz maalesef. Teselliyi de kolay kolay bulamıyoruz. Tutunamayanlar bence bireyin iç hesaplaşmalarını, duygularını psikolojik olarak çok iyi yansıtan bir roman. Ben de yeri ayrı ve hep en beğendiğim romanlar arasında kalacak. Bir kitap düşünün ki bazı cümleleri bir kitap niteliğinde, öyle güzel ki. Yaptığım alıntıları arada açıp hâlâ okurum. Alıntılar arasında karar vermek zor ama bazılarını buraya koyacağım; Selim böyle bir insandı; #165052901 Böyle hissediyordu; #167783967 , #167777489 Böyle isyan ediyordu onu hiç anlamayan insanlara; #167669603 Hayır diyemiyordu; #167604361 Takıntılığından yakınıyordu; #165737796 Kendini suçluyordu; #167539350 ve böyle olsun istiyordu; #167634848 Aynı benim gibi. Ama sevgide yetmiyordu bazen her şeyi düzeltmeye. Günseli'ye duyduğu sevgi de onu hayatta tutmaya yetmemişti. "Ölmeden ölmek zormuş: öyle söylüyor şair." Yaşarken ölmek işte bizimkisi de. En beğendiğim alıntılarından biri de şudur; #167514950 Ne yazık ki korkuyoruz yaşamaktan. Kısacası dostlar, "İnanarak dinlememizi güçleştiriyorlar. İnsan her sözü kuşkuyla karşılıyor artık. Gerçekle düş birbirine karışıyor; yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz. Tutunacak bir dalımız kalmıyor. Tutunamıyoruz."
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma
··1 alıntı·
4.390 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Fahri USTA okurunun profil resmi
Bu bir inceleme değil, yeni bir eser... :) İnceleme içinde inceleme... Gerçekten yoğun bir emek verilmiş. Emeğine sağlık hocam...
Niğmel Naz Demircan okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş emeğinize sağlık 🌸
Merve okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim 🙏🏻🌺
Hilal K. okurunun profil resmi
ağzınıza sağlık çok iyi yerlere degilmissiniz 👏
Bu yorum görüntülenemiyor
Baran okurunun profil resmi
Emek.kokan bir inceleme çok daha fazla okura ulaşması dileğiyle 👏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.