Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Türkiye'de Aleviliği İslamın dışında, müstakil bir din, bir inanış hatta bir tür insanlık dini olarak gören yorumların varlığı da bilinmektedir. Bu türden Alevi gruplara intikal ettiğimizde mesele daha da karmaşık ve zor bir hal alacaktır. Anadolu coğrafyasında ve güney sınırlarımızda inançları ve dinî yaşantıları itibariyle İslâmla telif edilmeleri zor olan (tarihî metinlerde Ali-Allahî, gulât ve Rafizi olarak geçen) küçük Alevi grupların varlığı malum olmakla beraber bunu umum Alevilere teşmil etmek bilgi yetersizliğinden kaynaklanan bir yorum değilse farklı bir siyasetin veya kötü niyetin neticesi olmalıdır. Eskiden beri camisi olan birçok Alevi köyü, Alevi-Bektaşi tekkesi var ve namazla, oruçla, hacla ilişkisi Sünniler gibi olan, camiye giden birçok Alevi bulunmakktadır. Tarihi süreç içinde ve iskân, şehirleşme, göç gibi etkiler altında giderek Sünnileşen Aleviler, aileler ve tarikat grupları da daha fazla olarak vardır. Aleviliği bütünüyle ayrı bir din, İslâm'ın dışında/ondan bağımsız ayrı bir mezhep olarak mütalaa etme düşüncesinin yerli bir düşünce olmaktan ziyade Almanya ve Fransa merkezli bir siyasî baskı unsuru olarak Türkiye'nin önüne gelmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Bu baskı AB sürecinin canlanmasıyla paralel olarak son yıllarda daha da artmıştır. Zaman içinde Almanya Aleviliği, Arnavutluk Bektaşiliği ayrı bir din olarak kabul edecektir.
·
111 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.