Mustafa Gökduman

Mustafa Gökduman
@lvlustafa
yazarım, kutsal tanımam.
Teoloji - Sosyoloji
Samsun
Erzurum
877 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Arzu bilinci ve bilinç arzusu, olumsuz biçimi altında, sınıfların ortadan kalkmasını, yani işçilerin faaliyetlerinin her anına doğrudan doğruya sahip olmalarını isteyen tasarı ile özdeştir. Bunun aksi, metanın kendi yarattığı bir dünyada kendini hayranlıkla seyrettiği gösteri toplumudur.
Reklam
Gösteri paranın öteki yüzüdür: Bütün metaların soyut genel eşdeğeridir. Para, genel eşdeğerliğin, yani eşsiz kullanımlı çok sayıdaki malın değişebilirlik özelliğinin temsilcisi olarak toplumu yönetiyor olsa da; gösteri, paranın gelişmiş modern tamamlayıcısıdır ve meta dünyasının bütünlüğü bütün toplumun olabileceği ve yapabileceği şeyin genel eşdeğeri olarak hep birlikte gösteride ortaya çıkar. Gösteri, sadece bakılan paradır; çünkü gösteride kullanımın bütünlüğünün yerine zaten soyut temsil bütünlüğü geçmiştir. Gösteri sadece sahte-kullanımın hizmetkârı değildir, bizzat kendisi yaşamın sahte-kullanımıdır.
İktisadi büyüme, toplumları, ayakta kalmaları için doğrudan doğruya mücadele etmelerini isteyen doğal baskıdan kurtarmıştır, ama bu noktada toplumlar kurtarıcılarından kurtulmayı başaramamışlardır. Metanın bağımsızlığı, hüküm sürdüğü ekonominin tamamına yayılmıştır. Ekonomi dünyayı değiştirir ama onu sadece ekonomi dünyası haline getirir. İnsan emeğinin kendine yabancılaştığı sahte doğa sonsuza dek insan emeğinin hizmetini talep eder ve bu hizmet, sadece kendisi tarafından yargılanmış ve bağışlanmış olarak, gerçekte toplumsal olarak meşru çabaların ve proje lerin tamamını kendine hizmetçi kılar. Metaların, yani meta ilişkilerinin bolluğu ayakta kalma çabasındakı artıştan başka bir şey değildir.
Gösterinin görünür kıldığı hem var hem yok olan dünya, yaşanmış her şey üzerinde hâkim olan meta dünyasıdır. Böyle ce meta dünyası olduğu gibi gösterilmiş olur; çünkü bu dünya nın hareketi, insanların birbirlerinden ve global ürünlerinden uzaklaşmalarıyla özdeştir.
İzleyicinin (kendi bilinçsiz etkinliğinin sonucu olan) seyredilen nesneye yabancılaşması şöyle ifade edilir: İzleyici ne kadar çok seyrederse o kadar az yaşar; kendisini egemen ihtiyaç imajlarında bulmayı ne kadar kabul ederse kendi varoluşunu ve kendi arzularını o kadar az anlar. Gösterinin etkin insan karşısındakı dışsallığı, kendi davranışlarının artık bu insana değil, bu davranışları ona sunan bir başkasına ait olması gerçeğinde ortaya çıkar. İşte bu yüzden izleyici hiçbir yerde kendini evinde hissetmez, çünkü gösteri her yerdedir.
Reklam
5,9bin öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.