Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

724 syf.
10/10 puan verdi
·
34 günde okudu
Disconnectus Erectus ( Beceriksiz ve korkak tutunamayan hayvan)
Bu kitap ne ciddi kavgaların, ne büyük ve yaygın sıkıntıların, ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap, mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır. Sizlere hizmetten şeref duyan yayınevimiz iftiharla sunar: Tutunamayanlar. Belli başlı bütün kitapçılarda bulunur. Sayın profesör: bu arkadaşı getirdim, muayene etmeniz için. Kendisi intihar etti de; bakın nesi var? Edindiğim bilgiler de burada işte. Fakat... Benim için kapı kapı dolaşmak yetkisini sana kim verdi Turgut? Ruhsatsız çalışıyorum Selim. Onun için de bir sonuca varamıyorum. Selim Işık; yalnızlığa dayanamadı, çevresiyle uyuşamadı, anlaşılamadı. Toplum ona karşı ilgisiz kalmıştı. Oturdu derdini anlatan bir destan yazdı ama Süleyman Kargı'dan başka kimsenin okumasına izin vermedi. Neden mi? Çünkü Selim Işık, anlatmadan anlaşılmaya aşıktı. Selim; kaçınılmaz ve karşı konulmaz kaderine isyanının, gizlenemeyen belirtilerine ve yaşadığı buhranlara daha fazla katlanamadı. İntihar ederek hayatını sonlandırdı. Turgut Özben; Selim'in dostuydu. Onun öldüğüne bir türlü inanmak istemiyor ve neden intihar ettiğini sorgulayıp duruyordu. Kendine hakim olamayarak sorularına cevap bulmak için Selim'e dair araştırmalar yapmaya başladı. Önce Selim'in evine gitti, odasına girdi, kağıtlarını okudu. Sonra Selim'in arkadaşı Süleyman Kargı'yı buldu, onun evine gitti. Süleyman Kargı, Turgut'a, Selim'in yazdığı destanları uzattı. Aslında nasıl da güzel anlatmıştı kendini Selim, yazdığı bu destanlarla. Yalnız destanların içinde Turgut' tan hiç bahsetmemişti. Turgut, sonra Selim'in arkadaşı Metin'i buldu. Onunla yakınlık kurup, Selim'in intikamını almak istiyordu. Önce meyhanelerde içirdi, sonra kerhaneye götürüp, bir kadının koynuna koydu. Daha sonra yine Selim'in arkadaşı olan Esat'ın evine gitti. Burada Esat Selim'i anlattı, Turgut dinledi. Selim'i dinlemek ne kadar da güzeldi. Metin'den Turgut'a bir mektup geldi. Mektup Selim'le Metin'in aralarında geçen olaylardan bahsediyordu. Meğer Selim ve Metin aynı kıza aşık olmuşlar. Metin ile kız el ele, göz göze aşklarını sergilerken, Selim aşkını içine gömmüş, uzaktan onları izlemek zorunda kalmıştır. Metin, mektupta kendini haklı çıkarmaya çalışıyordu ama Turgut Metin'i tutunamayanlar kanununun on dördüncü maddesine göre çoktan yargılayıp, infaz etmişti. Selim'i ölümünden bir sene önce tanımış olan sevgilisi Günseli, Turgut'u buldu, birlikte yemeğe çıktılar ve uzun uzun Selim'i konuştular. Günseli Turgut'a Selim'in son günlerinde yazdığı günlükleri vermişti. Turgut, bir sabah bavulunu hazırlayıp, Olric (iç sesi) ile birlikte bir yolculuğa çıkmaya karar verdi. Anadolu'ya Selim'in doğduğu topraklara gidiyordu ve yolculukta okumak için yanında kitap olsun istiyordu. Bizim Kitapçı adındaki bir kitapçıdan Dostoyevski, Tolstoy, Dickens, Franz Kafka, Goethe, Gorki gibi yazarların kitaplarını aldı.Don Kişot'u da almayı ihmal etmedi. Çünkü Olric'le birlikte bir macera yaşıyorlardı. Yolculuklarda arasıra durup Don Kişot'u okuyordu, sonra bagajda Selim'in günlükleri olduğunu hatırladı ve okumaya başladı. Selim şarkılarında, Turgut'tan bahsetmemişti ama günlüklerinde Turgut'tan bahsediyor, onu hor gördüğünü ve kendinden uzaklaştırdığını söylüyordu. Günlükte yazanlar, o kadar acı ve çaresizlik doluydu ki, insanda huzur bırakmayan bir etki bırakıyordu. Tutunamayanlar kitabının uzunluğundan yakınıp, yarıda bırakanlar, son sayfaları mutlaka okumalısınız. Son sayfaları okumayanlar çok şey kaçırırlar. Canım Selim'in günlüğünde yazanlarda, aynı duyguları paylaştığımız o kadar çok satır buldum ki, hepimiz tutunamayanlardanız aslında, hepimiz yaşamaya mecbur bırakılanlardanız. İnsanların içinde insana hasret, konuşmaya hasret kalanlardanız. Dünyanın yükünü sırtımızda ezile ezile taşıyanlardanız. Hepimiz birbirimize yabancılaşmışız, kimse kimseyi tanımıyor. Herkes birbiriyle içten içe alay ediyor, küçük düşürüyor ve yargılıyor. Günlüklerden anlaşıldığına göre Selim, son günlerinde “Tutunamayanlar” üstüne 12 ciltlik bir ansiklopedi hazırlamaya karar vermiştir. Bir kaç tutunamayanı kaleme almış ancak devamını getirememiştir. Aslında hayatta tutunamayanlar o kadar fazla ki, bizler yazmaya kalksak yine tamamlayamayız. Asla bitmez bu mesele.. Turgut Özben'e gelirsek; araştırmaları sırasında ve günlükleri okuduktan sonra, yavaş yavaş kendi benliğini tanımış, tekrar evine dönmemiş, Olric'le birlikte bir trene binip, kayıplara karışmıştır. Çünkü o da bir tutunamayandır. Son olarak, Yıldız Ecevit’in yazdığı
Ben Buradayım...
Ben Buradayım...
adlı Oğuz Atay biyografisinin ardından, romanın pek çok otobiyografik öğe taşıdığı anlaşılmıştır. Keyifli okumalar.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,6bin okunma
·
206 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.