Her ölüm dünyada bir çatlak açar — bir boşluk bırakıp öyle gider her kişi: öteki kişiler de, şimdi o çatlağı kapatmakla, o boşluğu doldurmakla görevlendirilmiş hissederler kendilerini.
Oysa zamanla, çevre dokunun çatlaması ve boşalmasıyla, o çatlak belirsiz— öteki çatlaklardan ayırt edilemez hale gelecek; o boşluk da zaten yok olacaktır. Ama kişiler bunu düşünmezler: uğraşıp dururlar o çatlakla, o boşlukla– ama faydasızdr bu çaba: çatlak kapanmaz, boşluk dolmaz; uğraşıp durur kişiler, kendileri de birer çatlak, birer boşluk oluncaya dek—
Oysa önemli olan, çatlağı açıkça görebilmek, boşluğu olduğu gibi yüklenebilmekti.
Çünkü, ölüm onmaz; yaşam, onarılmazdır.