Osamu Dazai’nin başyapıtı olarak bilinen ve Japonya’da şimdiye kadar en çok satan ikinci roman olan İnsanlığımı Yitirirken; inançlar, sosyal edimler, toplumun yapısal özellikleri gibi birey üzerinde baskı oluşturan ve onu başka bir biçimde yeniden yaratan yönleri ele alınıyor.
Kitapta geçen özellikle inanç bağlamındaki diyaloglar, Osamu Dazai’nin nasıl bir karanlık içinde çıkış yolu aradığına dair izlenimler görüyoruz. Mutsuz olan yazar, sürekli bir umut beklemektedir. Bu umudu beklerken içkiye, uyuşturucuya ve kadın bedenine tutunmaktadır. Bu tutunmuşluk onu daha da dibe çeker. Çaresizliği gittikçe artmaktadır. Bunu fark ettikçe de savunmasız bir hal almaktadır. Umutsuzluğu, savunmasızlığı ve yaşadığı ağır bunalım yüzünden genç yaşta, bir kadınla beraber bir intihar girişiminde bulunur ancak başarılı olamaz. İntihar etmek, ölmek ve çekip gitmek Osamu Dazai’nin en çok istediği şeydir. Bu şekilde yaşadığı acılara bir son verebileceğini düşünmektedir. Dazai, bu isteğini ancak yıllar sonra elde edebilecektir.
Kitabın anlatıcısı Yozo kalbi kırılmış, gelişigüzel aldığı ilaçlar sonrasında bünyesinin dengesi şaşmıştır. Kitabın başlarında, kitabı ‘İnsan yaşamının ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Yaşamım utançlarla dolu.’ Sözleriyle aan Yozo, kitabın sonunda insanlığını nasıl yitirdiğinden bahsetmektedir. Dazai, Yozo karakteri ve onun anlatımıyla kendi yaşamında neyi vurgulamak istediğini oldukça iyi şekilde açıklamaktadır.
İnsanlığımı Yitirirken
Osamu Dazai
·
128 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.