Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

derûnî âhenk ve etki-söz Yahya Kemal'in 'derûnî âhenk'ine [Rahip Bremond'un rythme intérieur'üne] dil felsefesi bağlamında bir karşılık bulunabilir mi? 'Derûnî âhenk', adı üzerinde, bir müzik, dolayısıyla da ses'in kullanımı sorunudur; - şiirde sentaksın [Yahya Kemal'in deyişiyle; istif'in], sözcüklerin eklemleniş tarzına ilişkin yapısına içkin olarak ürettiği bir derin ritim. Yahya Kemal'in, Nedim'in, “dökülen mey, kırılan şîşe-i rindan olsun”, dizesini örnekleyerek söylediği gibi, bu dize şedîd bir hazzı imleyen [bir] insanlık durumunu dilegetirir. Bu dize, bana göre elbet, tastamam bir esrime, yine Yahya Kemal gibi söylersem, edânın hazzıyla harab olma durumudur; - belki de, deyiş yerindeyse, edânın [sessel] müedda'ya uygunluğunu öngörerek, çakırkeyif bir ağızla okunması gerekir. Tıpkı, Tanpınar'ın, Fuzulî'nin, “esîr-i gurbetiz biz, senden özge âşinâmız yok.” dizesi için söylediklerinden yola çıkarak bu dizenin de hüzünlü bir içlenme sesiyle okunması gerektiği gibi... Sorum şuydu: 'Derûnî âhenk', dil felsefesi bağlamında temellendirilebilir mi? J. L. Austin'in [ve sonrasında John Searle'ün], 'edim-söz' [speech act] kuramı, bu temellendirmeyi olanaklı kılabilir. Austin'in önerisi, tümcelerin konuşma dilinde sözel olarak dile getiriliş biçiminin, belirli bir heyecan [ben 'insanlık durumu' demeyi tercih ediyorum!] durumunu [öfke, hüzün, sevinç, neşe, kırgınlık vd.] imlediğidir: Söz'ün etkisi; - 'etki-söz edimi' [perlocutionary act].
Sayfa 27 - Yapı Kredi Yayınları, 1. basımKitabı okudu
·
122 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.