Gönderi

Orhan Pamuk sözleriyle başlamak istiyorum “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu.” Neden derinlerde yüzüyoruz ben ve arkadaşım? Sığ sularda ayaklarımız zemine tam bastığı için mi istemiyoruz risksiz bir yaşamı? O yüzden mi düşünüyoruz gökyüzüne baka baka gözlerimizin önünden giden yaşamı? Geçip gitmiş yaşamları? Giden zamana mı öfkemiz? Mutluluğu hayatımızda sabitleyemediğimiz için mi bizim ve bizim gibilerin dertleri? Yakaladım derken kopuyoruz tuttuğumuz yerden. Elimizde kalıyor nerden tuttuysak. Bizi bırakmayanlar üzerine yoğunlaştık bu yüzden. İşte bundandır elimizdeki kalemin sebebi. İpi saldık. Yüklerimizden arındık. İstiyoruz ki biz bize benzeyenlerle olalım. Okuduysan buraya dek, aramıza hoş geldin. Sal ipleri halen var gücüyle tutanlara. Biz vazgeçtik. Uzun uzun baktı Ay’a. Bu gecenin karanlığında pusulasıydı kendisinin. Tek kelime etmeden uzun uzun baktı. Parlaklığının etkisiyle kendi gücünün farkına vardı. Halen içinde insanlığa dair umudu vardı. Işık ona bunu anımsattı. En azından kendi yaşadığı müddetçe, en iyisi olana dek çabalayacağını bildiğinden gözlerini kırpmadan uzun uzun baktı ışıldayan pusulasına. O ışıldadıkça kendisi de ışıldayacaktı. İşte bu yüzden asla bir başka ışıldayan insandan rahatsız olmayacaktı. Aydınlıkta ancak görülebilirdi iyi şeyler. Issız sokakların ışıksız lambalarının bir önemi yoktu onun için. İnsan insana elbet yeterdi. Ah bir ışıldasa.. Sabah olacaktı yine. O kısır döngüde kendine düşen yerini alacaktı. Ama neyse ki akşamları vardı dedi. Bana verilmiş lütuf. Özellikle bu akşam. Her şeyi anladığım bu akşam. İyi ki vardı. Benim için değerini ben belirledim. Bu yüzden onu seviyorum. Sırf aklı yok konuşamıyor diye, insan değil diye benim pusulama verdiğim değeri hiçe sayacak biri var mı şu hayatta! Tek bir insan yokken yanımda, ileriyi ve bu düşüncelerime ışık tutan benim meşalemi söndürmeye çalışan biriyle aynı havayı soluyor olabilir miyim gerçekten! Benim dünyamda 1984 ün ütopyasında olduğu gibi gelişen her şey karanlıkla kalır. Benim dünyamda ışığım beni yüceltir. Ben de onu çıkarırım baş üstüne. Bizim arkadaşlığımız böyledir. Bunu sıradan biri anlayamaz. İhanet edenler ve mutsuzlar anlamazlar bizi. Anlayanlara da ilham olur. Hazine olur, pusula olur. Bırakır kendini o sonsuz güce. Daha yükseğe.
·
176 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.