·
3 görüntüleme
Herkese merhabalar
Bugün sizlere Başak Sayan tarafından kaleme alınmış Ölü Kuşların Sessizliği adlı kitabının yorumu ile geldim. Nefes kesen bir tempo... İnsanı çepeçevre saran bir hikaye.. Beklenmedik olaylar örgüsü. Yazardan okuduğum ilk kitaptı, kesinlikle son olmayacak. Tek kelime ile müthişti.
İçine çektiğin nefes gibidir hayat. Önce alırsın , sonra verirsin. Her şey hareket halindedir. ileri ve geri. Öne ve arkaya. İçe ve dışa. Yukarı ve aşağı. Sarkaç hiç durmaz. Ritim kendini telafi eder. Her iniş çıkış ,her doğuşu yok oluş, her acıyı sevinç izler. Bu yüzden her keder mükafatlanır. Her fedakarlık ödüllendirilir. Her borç bir gün mutlaka ödenir.
İstanbul Dragos taki yazlık evinde ölü bulunur Emre. İntihar mı, cinayet mi olduğu belli değildir. Aynı gece İstanbul Levent teki evinde bulunan karısı Nazlı, kendi isimlerini taşıyan kuşlarının boyunlarının kırılarak öldürüldüğünü fark eder. Bir sorun daha vardır Nazlı hiçbir şey hatırlamamaktadır. olayı takip edenlerden biri yükseleceğine kesin gözüyle bakarken emniyet içindeki bir grubun kumpası neticesinde sürülen ve hakkında dava açılan istihbaratçı Mehmet Ali, diğeri ise kadın olmanın zor olduğu cinayet büroda çalışan tek kadın polis Özlem. Bu ikisi giittikçe karışık bir hal alan soruşturmayı yürütürken birlikte çalışmaya koyulurlar. Soruşturma derinleştikçe geçmişteki sırlar ve bedeli ödenmiş günahlar birbir ortaya çıkmaya başlar. Artık herkes geçmişi ile yüzleşmek zorundadırlar.
Okumayı kesinlikle hak eden süper bir kitap olarak kalacak aklımda. Okuyun kesinlikle
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.