Kitaba başlayınca vejetaryenliğin doğasını okuyacakmışsınız hissi ile başlıyor ama ilerledikçe çok daha başka bir boyut olduğunu gösteriyor.Canlı vücudununun et,kemik,kan ile bütünlüğünü karabasan haline getiren rüya ile başlıyor kendine özgü Yonğhe'nin vejetaryenliğe başlama süreci.
Vejetaryenliği o dönem hastalık gibi gören ve dinlemeden, anlamak istemeden hor görerek baskı yoluyla caydırmaya çalışan toplumun birey üzerinde yarattığı korku iklimini çok güzel hissettiriyor. Vejetaryenliği toprağın döngüsü olarak ele alıyor. Topraktan yükselip tekrar toprağa dönme ve yeniden filizlenme süreci. "Bütün ağaçlar kardeşim gibi" diyor kitabın bir cümlesinde. Bu da zaten ruh halini çok güzel imgelemiş.
Kitap birbirinin devamı ve ilişkili olan üç karakter öyküsünü anlatıyor. İşleyiş kurgusu oldukça güzel ve içine çekiyor. Dil boğmuyor, çevirisi sade bir şekilde yapılmış.
Okunası, anlatılası,önerilesi kitaplar arasında yerini alabilir. Keyifli okumalar.