Julian Barnes `e 2011 yılında Mann Booker Ödülü 'nü kazandırmış olan kitap, sizi anıların ve yaşanmışlıkların ortasına bırakacak. Sadece kitabın kurgusundan bahsetmiyorum, okurken şöyle bir durup geçmişinize bakarken bulacaksınız kendinizi.
60 yaşına gelen kahramanımızın yolu, kırk yıl önce tanıdığı kişilerle bir şekilde kesişiyor. Bu durum, hayatının sonlarına geldiğini ve ununu eleyip eleğini astığını düşünen kahramanımızın geçmişe dair hatırladıklarını ve hissettiklerini bir bütün olarak görebilmesine sebep oluyor.
Geçmişi o andaki hislerimizle birlikte ve bir de bugünkü aklımızla düşünürken, ikisi arasında benzer yönler bulmak ya da tamamıyla yanıldığını anlamak diye bir şey söz konusu olabilir öyle değil mi?
Kahramanımız, hayatımızla birlikte değiştiremeyeceğimiz, düzeltemeyeceğimiz pek çok şeyi de geride bıraktığımızı anlatıyor bizlere. Bir zamanlar üzüldüğümüz şeyler ya da bitirdiğimizi sandığımız konular, geride bıraktığımız insanlar bir anda bambaşka bir suretle karşımıza çıkıverse ne yaparız?..
..
Düşünmek, sorgulamak, yine de bir son bulamamak.
Bir Son Duygusu yaşayamamak..
İç hesaplaşma ve anımsama üzerine yazıldığı için birkaç yılda bir tekrar okumalık bir kitap.
Bir Son DuygusuJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 20212,238 okunma
