bıyıkları bile terlememişti henüz
direnemedi merminin sıcağına,
ölürken ne güneşi tanıdı ne güzü.
sığmadı gün güneşe,
pimi çekildi anacığının
güneşinden vuruldu yeryüzü.
ah oğul…!
cinayeti yarattık ama kurtaramadık kendimizi ölümden
kaç ölümdür bir yaşamın ederi?
kurşun nasıl vurur bir çocuğu düşlerinden
postal izi,
barut kokusu mudur insanlığın kaderi?
ah oğul…!
gökkuşağının az sonrası
-b a r ı ş-
yakın mıdır acep kurtuluş günleri?
acının deminde umudun ışığında
yeşil bir zeytin dalı gibi
yaşayarak
azaltmalıyız ölümleri.