Rochefoucauld, tutku halindeki sevginin (aşkın) durumunun hayaletlerinkine benzediğini, herkes ondan söz ederken kimsenin onu görmediğini, söylüyorsa ve Lichtenberg de “Aşkın kudreti üzerine” başlıklı makalesinde bu tutkunun gerçekliğini ve doğaya uygunluğunu reddedip onu inkâr ediyorsa bu büyük bir yanılgıdır. Çünkü insan doğasına yabancı ve bu doğayla çelişen bir şeyin, yani aslı astarı olmayan bir kuruntunun her dönemde dâhi yazarlarca bıkıp usanmadan canlandırılıp anlatılmış olması ve insanlıkça, hiç değişmeyen bir katılım ve ilgiyle karşılanması imkânsızdır; çünkü hakikat/ doğru olamadan güzel sanat olamaz