Gönderi

KADINLARIN, ÖĞRETMENLİK DÂHİL ERKEKLERİN İÇİNDE ÇALIŞMASI DOĞRU MUDUR? Allah, dünya hayatında mutlaka erkeğe farklı, kadına farklı bir hayat biçimi takdir etmiş, layık görmüş ve sevmiştir. Kadına da bir hayat biçimi takdir etmiş ve onu dünyaya göndereceği kullarına peşinen muallim yapmıştır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz “Allah beni muallim olarak gönderdi”2 buyurur. Dolayısıyla Allah, kadına peygamberi bir görev vermiş, bu şerefi ona peşinen ikram etmiştir. Bir kadının anne olup çocuğunu kucağına aldığı andan itibaren onu eğitmesi, terbiye etmesi ve ona talim ettirmesi gerekir. Talim etmek; Allah’ın Âlim isminin tecellisidir. Terbiye etmek ise Allah’ın Rab isminin tecellisidir. Dolayısıyla Allah peşinen âlim ve rab olarak kadına tecelli etmiştir. Bununla beraber Allah kadına rahim olarak tecelli etmiştir ki çocuğunu merhametle büyütebilsin. Kadının erkekten özel olarak böyle bir farkı ve özelliği vardır. Bu yüzden onu alıp başka bir yerde iş yaptırmak ona layık olmaz, onun hakkını takdir etmek olmaz. İşte bu yüzden tabiri caizse bütün angarya işleri erkeğin yapması, sonra da kazancını getirip eşiyle paylaşması gerekir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz “erkeğin hanımının ağzına verdiği bir lokma sadakadır”3 buyurmuştur. Dolayısıyla Allah, erkeğin yaptığı her hizmeti sadakadan sayar. Kadın ve erkek yaratılış itibariyle birbirinden farklıdır. Bir erkek yüz kiloyu, elli kiloyu kaldırabilir; ama kadın en fazla onun yarısını kaldırabilir. Aynı şekilde zahiri olarak sıkıntıya dayanma gücü de erkek için farklı kadın için farklıdır. Mesela; bir gülün soğuğa, sıcağa dayanması farklı, yaprağın ise çok daha farklıdır. Gül hemen solar, yaprak ise daha dayanıklıdır. İkisi birbirinden farklı şeylerdir; çünkü özellikleri farklıdır. Allah ayet-i kerimede (müşrikler erkek çocukları olduğunda seviniyor) kız çocukları olduğunda yüzleri kapkara kesiliyor.”4 Sonraki ayette de “onlar süs içinde yetiştirilip büyütüleni mi kabul etmiyorlar (onlar bunu mu beğenmiyorlar)” 5 buyurur. Bu ayetten de anlaşılacağı üzere kadının süs içinde ve tabiri caizse bir çiçek gibi, bir gül gibi büyütülmesi gerekir. Bu yüzden onu alıp sokağa bırakmak doğru değildir. Bu, onun nazik tarafını, manevi tarafını zedeler, ona haksızlık olur, zulüm olur. Fakat bir kadının çalışması gerekiyorsa ve ihtiyacı varsa çalışabilir. Mesela; Hz. Ömer döneminde bir bayan iş istemiş ve Hz. Ömer onu herhangi bir işte çalıştırmak yerine Beyt’ül Mal’a müfettiş yapmış ve neyin nereye konulması, nasıl saklanılması gerektiğini kontrol edip teftiş etmesi için görevlendirmiştir; ama işin ağır gelen kısmını yine erkeklere yaptırmıştır. Dolayısıyla kadına bir iş yaptırılacaksa böyle rahat ve onu zedelemeyecek bir iş yaptırılmalıdır. Bunun yanı sıra kadının asli bir vazifesi vardır ki kadın onunla ebedi hayatını kazanır. Çocuğunu büyütürken, çocuğu için çektiği her sıkıntı manevi olarak kadına kazandırır; çünkü Allah’ın kuluna hizmet etmiş, ona muallimlik yapmış, onu terbiye etmiş, büyütmüş ve ona öğretmiştir. Allah kimi nereye koymuşsa o orada güzeldir, orada mutlu olur, saadette olur ve orada hem dünyasını hem de ahiretini kazanır. Bir kadın da Allah’ın onu koyduğu yerde durursa dünyası da ahireti de cennet olur; ama Allah’ın onu koyduğu yerin dışına çıkarsa mutlaka hem kendisi hem de çocukları sorun yaşar; dolayısıyla ailede sorun yaşanır. Kısacası Allah’ın bizi koyduğu yerde durmayıp sadece dünya hayatının hesabını yaparsak dünyamızı da ahiretimizi de kaybederiz. Bir de kadının eşinden başka birinden emir alması doğru değildir, bu kadının fıtratına aykırıdır. Bir tek eşi ona emredebilir; yani “şunu yap” deyip ondan bir şey isteyebilir. Bunun dışında herhangi bir erkeğin ona emretmesi manevi zarafetini zedeleyeceği için doğru olmaz, uygun olmaz. Bu yüzden kadın mecbur kalınca elbette çalışabilir; ama çalışırken incitilmeden çalıştırılması gerekir. Pîrim Muhammed Hüseyin Hz., Söz Hakkı, 1, 380
··
40 görüntüleme
Yolculuk Rabbe okurunun profil resmi
Ne güzel anlatmış Her okuduğumda başka bir güzellik tat...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.