Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
Konu Yavuz Bülent Bâkiler olunca ben birden, "Hazır ol!" duruşuna geçiyorum, evet. :) Geriliyorum, "ımmm, şey, falan" demekten çekiniyorum, kendimin farkına varıyorum çünkü. Hayatımın her anında onun yanımda olduğunu hissetsem ben de muazzam Türkçe kullanırım gibi geliyor. :) Yokluğunda dahi böyle bir adam bu. Şiirlerine hayran olmak bir yana, Türkçeyi kullanımı, o güzel üslûbu, haklı çıkışları beni benden alıyor. Sözün Doğrusu adlı eser, önce televizyonda bir yıl boyunca yayınlanmış, daha sonrasında iki cilt hâlinde basılmış. Bununla da kalmayıp tam 17 kuruluş tarafından çeşitli ödüllere layık görülmüş. İlk cildini okumak
OĞUZHAN AKÇAKOCA
OĞUZHAN AKÇAKOCA
abiciğim sayesinde nasip oldu bana da. Kendisine bir kez daha teşekkür ettikten hemen sonra naçizane birkaç kelam yazayım buraya. :) Kitapta karşımıza 90 küsur konu başlığı çıkıyor. Hepsi birbirinden kıymetli bu konuları okurken yanakları kızarmayacak kimse yoktur herhalde, diyor insan kendi kendine. Öncelikle "Ana Dil mi, Ana Dili mi?" adlı başlıkla çıkıyor karşımıza. Ana dilin öneminden bahsederken Gürbüz Azak'ın bir yazısından şu alıntıyı yapıyor: "Açık olalım. Ana dil, bir ülkede edebiyata, hukuka, tefekküre, sanata girmiş ve binlerce yılda oluşmuş esas ve tek lisandır. Diğer yöre şive ve ağızları, bu ana dile yönelerek süzülür, güzelleşir. Ana dile duyulan saygı sebebiyledir ki, cümle yayın ve yayımlar o dilden verilir. Ana diline gelince, her ülkede sayısız şive ve ağız bulunur. Eğer siz, her yöreye, kendi ana dilleriyle hitap etmek ve ulaşmak isterseniz karanlığı bol yokuşlara sarar, işin üstesinden gelemezsiniz!" Türkçemizi kötü kullanıyor olmamızın yanı sıra az okuduğumuzdan yakınıyor Bâkiler. "Okumumak Hastalığımız" diyor buna. Türkçeyi bozmaya çalışmalarına tahammülü yok. Hepsine birer birer sağlam eleştirilerde bulunuyor. Türkçemizi kırpmaya çalışanlara şöyle diyor: "Türkçe dünya dilleri arasında beşinci sırada bulunuyor. Türkçeyi kırparak kuşdiline benzetmek isteyenler, kuş beyinli maksatlılardır." Türkçede bulunan yabancı kelimelere de değiniyor Bâkiler. Hatta özellikle Yunanca Kelimeler adlı bir başlık kullanıyor. Çok manidar. Yüzlerce Yunanca asıllı kelimeyle çıkıyor karşımıza. Sonra da diyor ki: "Bunları Türkçemizden çıkarıp atalım mı? Yunanca asıllı diye bu kelimelere düşmanlık mı duyalım? Hayır! Katiyen! Asla! Zinhar! Bu kelimeler artık Türkçeleşen kelimelerdir." Bundan bahsederken Arapça ve Farsça asıllı kelimelere düşmanlık besleyenlere de haklı olarak kızıyor. Binlerce yıllık kelimelerimizin ister Yunanca asıllı olsun, ister Arapça ya da Farsça artık bizim olduğunu; bunları çıkardığımızda elimizde hortumlanmış bir Türkçeden başka bir şey kalmayacağını açık açık söylüyor. "sel. -sal" eklerini iki bukalemun veya yılışık yabancı olarak görüyor. Bazen kızdığında öyle güzel sitem ediyor ki gülmeden edemiyor insan. Nüktedan bir adam vesselam. :) Ah! Neler söylemiyor ki Yavuz Bülent Bâkiler? :) Pop ve arabesk müziği sözlerinin sefaletinden de dem vuruyor. Sonunda diyor ki: "Türkçemiz böyle boğazlanmamalı." Kırım Türklerinden olan Cengiz Dağcı'dan bahsederken, Cemil Meriç'i okumayanın ziyanda olduğunu söylüyor. Yahya Kemal'den, Mevlâna'dan alıntılar yaparken Nurullah Ataç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl, Tevfik Fikret, Cahit Sıtkı, Mehmet Akif, Munis Faik Ozansoy, Oktay Sinanoğlu, ,Samiha Ayverdi, Ahmet Vefik Paşa, Nazım Hikmet Ran, Şükûfe Nihal'e ve daha nice değerlere de yer veriyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü de katıyor sözlerinin arasına ve beni en çok etkileyen kısımlardan biri bu oluyor. Sonunda, Sözün Doğrusu-2 adlı eserin de bir Türk, kendince bir okur olarak okuması gerektiğini düşündürüyor insana. Burada olmasa, yazdıklarımı okuyamayacağını bilsem de saygıyla selamlıyor, ömrünün uzun olmasını temenni ediyorum. Can alıcı birkaç alıntıyla sözlerimi noktalıyorum: "Türkçe, bizim varlık sebebimizdir. Dirliğimiz, birliğimiz, geçmişimiz, geleceğimiz dilimize bağlı. Dilini unutan bir millet, kaybolmuşlar listesinde kupkuru bir isim olarak kalır." "Kız çocuklarını okutmayan kimselerin bu cehaletine, bu taassubuna hiç kimse İslâm etiketi yapıştıramaz! Kız çocuklarımıza üniversite kapılarını kapatmak da medeni bir davranış değildir. Türkiye, okumayan, bilmeyen, insanlarla güçlü bir ülke olamaz. Türkiye'nin, Türkçenin meselelerinden haberdar olmayan annelerle babalarla evlatlarla aydınlıklara çıkamayız. Huzura kavuşamayız." "Evlerimizin %95'i kitapsız ve kütüphanesizdir. Evlenen kızlarımız babasının evinden kocasının evine bazen bir kamyon, bazen iki kamyon çeyiz götürüyorlar. Bu eşyalar arasında Kur'an dışında tek bir kitabın bulunmaması ne büyük bir noksanlık. Batı dünyasında kitap, medeni bir insanın ihtiyaç listesinin 18. sırasında yer alıyor. Bizde ise kitap, ihtiyaç listemizin 122. sırasında. 'Oku!' emriyle başlayan bir mukaddes dinin mensupları kitaptan, araştırmaktan, okumaktan, bu kadar uzak kalırsa, aydınlık, huzur ve refah elbette kolay sağlanmaz."
Sözün Doğrusu 1
Sözün Doğrusu 1Yavuz Bülent Bakiler · Yakın Plan Yayınları · 2012723 okunma
·
64 görüntüleme
OĞUZHAN AKÇAKOCA okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim sevgili Büşra. 😊 Üstada selam olsun..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.