Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

261 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Mutlaka Okuyun Derim.
Bu incelemem sanırım biraz uzun olacak. Öncelikle yazarımız ##$##yazarSeolar:i6888.$$#$$ 1942 Almanya doğumlu bir yazar. Yazar ama nasıl bir yazar? Önce yaşar, sonra yazar olanlarından. Ne demek oluyor bu şimdi derseniz eğer, önce yazacağı şeyi kafasında oturtuyor, girmesi gereken role giriyor, yıllarını bunun uğruna harcıyor ve yaşarken de kayıt altına alıp, belgelendirip öyle yazıyor. Peki ne yazıyor? İnsanın insana yaptığı zulümleri ve insanların usulsüz davranışları. Etkilenmemek elde dahi değil açıkçası. Kitaba gelecek olursak, bu kitabın konusunu Instagram'da bir videoda görüp, merak edip sonrasında kitabı alma kararı aldım. Kitaba sadece sahaflardan ulaşabiliyoruz, çünkü basımı durmuş vaziyette. Kitap 1980li yıllarda Almanya'da geçiyor. Yazarımız uzun bir hazırlığın ardından(5 yıl kadar) Almanya'da bir Türk rolünde belirli yerlerde çalışmak için hazır hale geliyor. Tabi öncelikle Alman kimliğini gizlemesi için lensler, yaşından daha küçük görünebilmesi için de uzun soluklu bir spor yapmak gerekiyor ki çalışma hayatında kolaylık olsun. Hazırlıkların ardından Ali Levent adında bir Türk olarak hayatına başlıyor. Bu Türk rolüne de bir hikaye yazıyor, babası Türk ve annesi Yunan. Uzun zamandır Türkiye'ye hiç gitmediği için de Türkçesi bozuk. Her şey kılıfına uydurulmuş vaziyette role başlıyor. Öncelikle gazeteye bir ilan bırakıyor, her işte çalışacağını söylüyor. Ufak tefek işler alıyor ve bunları bir süre yapıyor Türk rolünde. Bu Türk rolünü seçmesinin en büyük amacı da Almanya'daki Türklere yapılan ırkçılık. Tabi ki sadece Türklere yapılmıyor bu ırkçılık. Bir çok farklı milletten gelen herkese birer hayvan gözüyle bakılıyor bazıları tarafından. Özellikle de işçi olanlarına. Ali Levent bu rolle ufak çaplı işler yaparken yaşadığı tüm şeyleri yer yer kamera kaydına ve fotoğraf kaydına alıyor. Kitabın içerisinde bu fotoğraflara ulaşabiliyorsunuz. Elbette yazar tek başına çalışmıyor. Bir ekibi var ama hepsi birer gizlilik çerçevesinde ilerliyor. Ali Levent sırf Türk olduğu için işverenler en pis işleri de Türklere yüklediğinden çok kötü şartlarda çalışmasını sabırla sürdürüyor. Kitabın içerisinde Türklere karşı nefret dolu cümlelerin neler olduğunu da açık açık yazmış yazarımız. Bu yazdıklarının hepsi birer kanıt niteliğinde. Daha sonraları Ali Levent bir fabrikada işe başlıyor. Ama bu fabrikada çalışanların çoğu yabancı ve özellikle de Türk. Sebebi de Almanlar bu derece zorlu ve kötü şartlarda çalışmayı kabul etmiyorlar, Türkler de karın tokluğuna çalışıyor. Bu çalışma ortamında işçi güvenliğine dair herhangi bir önlem alınmamasının yanı sıra , sağlık açısından da çok riskli bir ortam. Hayvanı bağlasan durmaz cinsinden. Bu insanlar köle gibi çalıştırılıyor 36 saat üzeri çalıştırılanlar dahi var. Ve mecburen bu işe boyun eğen binlerce de aç insan mevcut. Ne üzücü değil mi? İnsan kendi toplumuna yapılan bu zalimliği okuyunca oldukça etkileniyor. Ki keza kendi toplumum olmasa dahi insani duygularımdan ötürü kim olurlarsa olsunlar üzülürdüm. Peki ne oluyor bu kadar saat çalışmanın ardından? Şöyle söyleyeyim, bu işçiler zaten sigortasız olduğundan emeklerinin karşılığının yarısını dahi alamıyorlar. Karşı çıksalar yine cevap yok. Zaten çoğu sınır dışı edilme korkusu yaşıyor. İşsiz kalma korkusu da cabası. Başlarına bir şey gelse ona da bir kılıf çoktan bulunmuş bile. Her şey mükemmel bir düzende (!) ilerliyor. Parayı da aracı firmanın başında Adler denen o adam yiyor. Adlere baksanız kendi canının korkusuna evinin tuvaletine bir yabancıyı, bir misafiri dahi sokmaz. Ama çalıştırdığı insanların çalışma ortamını görse kalbi dayanmaz. Bir kez olsun o ortama ayak dahi basmamış. Ali daha sonrasında insanlar üzerinde deney yapan bir ilaç firmasına başvuruyor. Burada da tüm bilgileri kanıtları toplaması gerekiyor. Topluyor da. Sonra iş Adlerin yanına sıvışıp, yakınlaşmak. Onun ve iş yaptığı diğer firmaların insanlık dışı işlerini , kara paralarını topluma göstermek adına rolünü sağlam bir şekilde devam ettirmesi lazım. Süreci güzel güzel anlatıyor ve yaşıyor. Birçok riske de giriyor. Bu rolü oynarken de asla Alman kimliğini bir Türk'e açıklamıyor. Yoksa riske girer tüm bu emekleri. En sonunda Adler'in tüm bu yasadışı işlerini, insanlık dışı davranışlarını gün yüzüne çıkartmayı başarıyor kendi ekibiyle. En sonunda kitap basıma başlanıyor ve birçok Avrupa ülkelerinde, Türkiye'de, Afrika ülkelerinde satış ve okunma rekorları kırılıyor. Çektiği videolarla da bir belgesel yayınlanıyor ve çeşitli ülkelerde sinemalarda gösterime giriyor. Oldukça büyük yankı uyandırıyor bu kitap. Yazar bir çok ödül alıyor. Üzerine yazılar yazdığı birçok firma dava açıyor fakat Gülter haklı çıkıyor. Çünkü elinde çok güçlü kanıtları var. Şaşıracaksınız ama McDonald's hakkında bile yazılanlar mide bulandırıcı. Bu kadar incelemenin ardından ve konuların ardından merak edip de okumamanız pek mümkün olmuyor. Kesinlikle ama kesinlikle sahaflardan bulup almanızı, okumanızı ve kitaplığınıza eklemenizi öneririm. Detaylı şekilde tüm olayları merakla okuyacağınızdan emin olabilirsiniz. Ben çok beğendim eminim sizler de beğeneceksiniz. Son olarak şunu söylemek istiyorum. : IRKÇILIĞA SONSUZA DEK KARŞIYIZ VE ÖYLE KALACAĞIZ.
En Alttakiler
En AlttakilerGünter Wallraff · Milliyet Yayınları · 1985198 okunma
·
306 görüntüleme
Hanife Çıta okurunun profil resmi
Kitabın sloganı çok anlamlı fakat maalesef sahaflarda da artık kitap bulmak zorlaştı okumayı çok isterdim ama gerçekten yine de araştıracağım, güzel bir inceleme kalemine sağlık🙏
Сэрэн Кэчэчи 41 okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum. Evet dediğiniz gibi sahaflarda da kitap bulmak çok zor. Bulsanız dahi ne kadar sağlam? Umarım bulabilirsiniz. Ben Nadir Kitap uygulaması üzerinden kitabı aldım geçen ay. Belki hâlâ ekli olabilir. ☺️ Keyifli okumalar diliyorum
Alonso Quijano okurunun profil resmi
Gerçekten merak uyandırıcı. Irkçılık maalesef dünyanın her yerinde çeşitli şekillerle karşımıza çıkıyor. İlginç bir şekilde gelişmiş toplumlarda daha da fazla. Burada asıl olay yazarın böyle özgün, zorlayıcı ve ilginç bir projede çalışması. Hem de kendi ırkına karşı. Evrensel ahlak işte budur. Toplumcu filmleriyle bizleri hem güldüren hem düşündüren Kemal Sunal'ın Gurbetçi Şaban filminde de Türk ailelerin Almanya'da maruz kaldığı sıkıntılar çok güzel işlenmişti.
Сэрэн Кэчэчи 41 okurunun profil resmi
Yazarın böyle bir yöntemi kendi ırkına karşı seçmesi takdire şayan kesinlikle. Youtube üzerinde videoları da var. İzlemek isterseniz eğer tavsiye ederim. Proje hakkında oradan da bir şeyler öğrenebiliyorsun. Farklo karakterlere de giriyor yazar.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.